Tarama deneyiminizi geliştirmek, kişiselleştirilmiş reklamlar veya içerik sunmak ve trafiğimizi analiz etmek için çerezleri kullanıyoruz. "Kabul Et"e tıklayarak, çerez kullanımımıza izin vermiş olursunuz. Çerez Politikamız
Kabut Et
YabendeYabendeYabende
  • Anasayfa
  • Hakkımızda
  • Yazarlar
  • Köşe Yazıları
    • Tasavvuf
    • Felsefe
    • Tarih
    • Kültür / Sanat
    • Diğer
  • İletişim
Okunuyor: SABIR
Giriş Yap
Bildirimler Daha Fazlası
Font ResizerAa
YabendeYabende
Font ResizerAa
Arama
  • Anasayfa
  • Hakkımızda
  • Yazarlar
  • Tasavvuf
  • Felsefe
  • Tarih
  • Kültür / Sanat
  • Diğer
  • İletişim
Giriş Yap
Bizi Takip Edin
© 2024 Yabende
Yabende > Nazlı Yayıntaş > SABIR
Nazlı Yayıntaş

SABIR

Nazlı Yayıntaş
Tarih: 03/12/2021
Nazlı Yayıntaş 334 kez okundu

Zamanın birinde bir gün bir derviş, varmış mürşidinin huzuruna… Derviş, destur isteyerek “Sabır nedir?” diye sormuş mürşidine… Mürşidi susmuş. Derviş tekrar sormuş. Mürşidi yine susmuş. Derviş yine sorusunu tekrarlayınca mürşidi, “destur” demiş, kalmış ayağa… “Gel” sedasını ile derviş, mürşidinin peşi sıra başlamış yürümeye… Seyrinde varmışlar bir bahçeye… Bahçede dikenler içinde… Geçit kapanmış dikenlerle… Mürşidi ya Allah demiş girmiş dikenlerin içine… Geçip gitmiş. Derviş şaşmış kalmış bu işe… O da “ya Allah” demiş başlamış yürümeye her adımında bir diken batmış tenine, pes etmemiş derviş mürşidinin izini kaybetmek istemiyormuş. Dikenler battıkça daha da azmetmiş, battıkça daha da küçülmüş derviş… Bir müddet sonra dikenlerin acısını hiç hissetmemeye başlamış derviş… Varmışlar bir kapıya mürşidi ile ama dervişin her yeri kan revan… Kapının ne kilidi var ne anahtar girişi… Kapı, duvar misali… Mürşidi yürümüş girmiş kapıdan içeri… Derviş niyetlenmiş. Lakin bu sefer tereddütsüzce ve şeksiz şüphesiz bir hal ile ” Ya Hu” demiş yani “Sen’sin, Sen’dedir tüm dermanım” ve açılmış kapı görünmüş cemali mürşidinin… Derviş bu kapıda La ilahe ilallahın sırrını hatmetmiş Rabbiyle… Sonra ikinci kapı, üçüncü kapı der iken her kapıda daha da küçülmüş… En sonunda uyanan derviş… Açmış gözlerini mürşidi karşısında ve kendi sorusunu sorduğu an’da… Mürşidi demiş: Ey can! Uyanmanın sırrını anladın mı şimdi? Sabır… Sabır… Sabır…

Can’ın seyranında binbir türlü hal gelir başına… Gerek dışsal gerekse içsel mânâda… Her geleni eyvAllah ile karşılar, sabır hırkasına bürünüp tutarsa mürşidinin (Rabbinin) elini tenine batan dikenler sadece onu uyandırmak içindir. Uyanış; Kendine… Aslına… Rabbine… Can, aşk şerbetini diler, muhabbet tatlısının müptelası olunca ne diken görür ne engel… Varı yoğu aşkıdır, gözü tek bir merkeze odaklanmıştır. Hani derler ya maşukun kestiği kılıç aşığı acıtmaz. Meşke düşmüş aşığın gözü kör olur. Gözünün körlüğü dünyalığadır. Dünyadan, etrafından gelen her şeye gözü kör, kulağı sağır olur. Onun tek duyduğu Sen, tek gördüğü Sen olmuştur. Hakk’ıyla tüm kapıları geçer.  Sabır hırkasını himmet kalkanıyla daima kuşanarak…

Alemde bast ve kabz halleri daima vuku bulur. Alem bir daralır, bir genişler. Genişlemek için önce kabına sığmaz hale gelir ki ortaya çıkan enerji bir anda patlar ve genişleme olur. Depremleri düşünelim. Yer kabuğunun sarsılarak genişleme refleksidir aslında… Alem böylesi bir hareket halindeyken can, insan da böyledir. Ağzına aşkın balı çalınmış salikin kabz ve bast hali daimidir. Kabz haliyle sıkıntıdan, durgunluk sürecinden geçer ki bu süreçte sabır hırkasına bürünmelidir. “Ne gelirse Sen’dendir” idrakiyle… Lakin bu süreç öyle sancılıdır ki himmet daima üzerine sayeban olmakla birlikte bir haldaş ile kolay eylenir. Can, kabz halinde haldaşı ile muhabbete sarılır ise o zaman sancısı hafifler gönlünde… Hz. Muhammed, Hz. Ali ile… Hz. Musa, Hz. Harun ile… Hz. Ali, Hz. Fatıma ile… Hz.Hızır, Hz. Ilyas ile… Hz. Zekeriya, Hz. Meryem ile haldaştır. Muhabbet halinde haldaş ile yol alır isen o vakit bulunur ab-ı hayat… Vuku bulur Bast…
Şimdi ey can! Seni bu yolda yolundan, aşkından geriye koymak isteyen eşkiyalara mı kulak verip yenilirsin, yoksa haldaşına sarılıp Rabb’indeki ab-ı hayatına mı varırsın? Sen her daim yol ayrımlarını yaşayacaksın, yanından haldaşını, gönlünden Sultanını eksik eyleme ki yönün şaşmasın!

EyvAllah, evvel Allah… Muhabbetle… Aşk ola…

You Might Also Like

Atom Altı Dünya: Düşünce Evreni

Düşüncenin Lisanı Var mı?

Hz. Süleyman ile Belkıs Kıssası

Hıdırellez

Dört Mevsim

Sosyal Medyada Paylaş:
Facebook Twitter Whatsapp Whatsapp LinkedIn Copy Link Print
Yorum Yazınız

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Son Eklenenler

ARZ VE SEMÂ..
H Yayıntaş Haziran 14, 2025
LÂ İLÂHE/İLLÂLLAH
H Yayıntaş Mayıs 27, 2025
İLME ÂŞIK O’NUN DOSTU..
H Yayıntaş Mayıs 13, 2025
RAHMÂN’SIZ RAHÎM MÂNÂSI OLMAYACAKTIR.
H Yayıntaş Mayıs 12, 2025

Bizi Takip Edin

FacebookLike
TwitterFollow
InstagramFollow
YabendeYabende
Bizi Takip Edin
Telif Hakkı © 2024 Yabende. Tüm Hakları Saklıdır.
Hoşgeldiniz

Giriş yapmak için kullanıcı adınızı ve şifrenizi giriniz.

Şifrenizi mi unuttunuz?