Tarama deneyiminizi geliştirmek, kişiselleştirilmiş reklamlar veya içerik sunmak ve trafiğimizi analiz etmek için çerezleri kullanıyoruz. "Kabul Et"e tıklayarak, çerez kullanımımıza izin vermiş olursunuz. Çerez Politikamız
Kabut Et
YabendeYabendeYabende
  • Anasayfa
  • Hakkımızda
  • Yazarlar
  • Köşe Yazıları
    • Tasavvuf
    • Felsefe
    • Tarih
    • Kültür / Sanat
    • Diğer
  • İletişim
Okunuyor: Bahşedilen İdrak ve İnsan
Giriş Yap
Bildirimler Daha Fazlası
Font ResizerAa
YabendeYabende
Font ResizerAa
Arama
  • Anasayfa
  • Hakkımızda
  • Yazarlar
  • Tasavvuf
  • Felsefe
  • Tarih
  • Kültür / Sanat
  • Diğer
  • İletişim
Giriş Yap
Bizi Takip Edin
© 2024 Yabende
Yabende > Sinem Dilara Çimdiker > Bahşedilen İdrak ve İnsan
Sinem Dilara Çimdiker

Bahşedilen İdrak ve İnsan

Sinem Dilara Çimdiker
Tarih: 19/03/2019
Sinem Dilara Çimdiker 345 kez okundu

Her gün yeniden ve yeniden doğan bir güneşin ardına sığınıyoruz.

Gün üstüne düşen tüm vazifeyi elinden geldiğince yerine getiriyor.

Güneş gün içerisinde seyrine devam ediyor.

Evren kendine ait tüm sorumlulukları hakkıyla ifa ederken insanoğlu bir karmaşanın içinde kendi kendine oluşturduğu fanusun içine hapsoluyor.

Bahşedilen idrakla birlikte yapması gerekenleri hakikatiyle kavrama süreci nedense insanoğlunda bir işe yaramıyor.

İrade bir türlü harekete geçmiyor.

Halbuki insan dünya karmaşası içine kendini kapatırken o istemediği sıradan hayatın içine dahil olmuş oluyor.

Ancak farkına varmıyor.

Rutin hayat durmadan çekiyor içine ve yaşam ister istemez günlük bir seyir halini alıyor.

Oysa adına yaşam denilen bahşedilmiş hikmet, tüm bunların ötesinde derin anlamlar içeriyor. İçerisindeki mana devşirilmediği sürece de kapalı bir kutu olarak kalmaya devam ediyor.

İnsanoğlu farkında olmasa da benliğinin esiri oluyor ve öz kıymetinin özgürlüğünden bi-haber kalıyor.

Mutlak özgürlüğün lezzetine varamayan insan ise ister istemez günümüz tabiriyle psikolojik rahatsızlıklara gark oluyor. Ve depresyon çağımızın hastalığı olarak insanlık tarihi üzerinde koca bir vurgun yapıyor.

Etrafta mutsuz insanlar, sinirli ebeveynler, çeşitli şiddet olayları, değerlerinden habersiz yetişen koskoca nesil…

İletişim olanakları günden güne artıyor lakin insanlar arası iletişim hiç olmadığı kadar azalıyor.

Bir anne, evladıyla konuşmuyor mesela. Bir evlat, anne babasıyla yapacağı bir nebze sohbeti telefonunda geçireceği saatlere hapsediyor.

Ya aynı evin içerisinde yaşayan eşler?

Hapsoluyorlar…

Adeta bir sessizlik hakim oluyor evde, duyulan tek ses ya televizyondan geliyor ya da evdeki herhangi bir teknolojik aletten.

Ya muhabbet?

Geçmişin lezzetinde saklı kalıyor…

Evrenin yaratılışından bu yana kainat kendisine verilen tüm sorumlulukları yerine getirirken insan günden güne azalıyor.

Gelişiyor, geliştikçe değişiyor ama değişirken artmıyor aksine fazlasıyla eksiliyor.

Öyle ya değerlerini kaybediyor.

Kendini unutuyor.

Özünden uzaklaşıyor.

Farkındalığını mazide bırakıyor.

You Might Also Like

Mânâyı Bilip Hakikatten Bakabilmek

Allah Kalpleri Mühürler mi?

Hû’dan Gayrı Nem Var Benim!

Tekâmül Üzerine

Ve Aşk, En Kaçınılmaz Duygumuzdur

Sosyal Medyada Paylaş:
Facebook Twitter Whatsapp Whatsapp LinkedIn Copy Link Print
Yorum Yazınız

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Son Eklenenler

ARZ VE SEMÂ..
H Yayıntaş Haziran 14, 2025
LÂ İLÂHE/İLLÂLLAH
H Yayıntaş Mayıs 27, 2025
İLME ÂŞIK O’NUN DOSTU..
H Yayıntaş Mayıs 13, 2025
RAHMÂN’SIZ RAHÎM MÂNÂSI OLMAYACAKTIR.
H Yayıntaş Mayıs 12, 2025

Bizi Takip Edin

FacebookLike
TwitterFollow
InstagramFollow
YabendeYabende
Bizi Takip Edin
Telif Hakkı © 2024 Yabende. Tüm Hakları Saklıdır.
Hoşgeldiniz

Giriş yapmak için kullanıcı adınızı ve şifrenizi giriniz.

Şifrenizi mi unuttunuz?