Biliniz ki, o kendini bilmez bir halde konuşmuştu da küfüre girdiğinin farkına varmamıştı. Biraz düşününce kendinde bir terslik gördü ve O’nun dostunun yanına gitti..
O’nun o dostu zeminde yatıyordu ve günde sadece iki zeytin tanesi aş ediyordu, üç günde bir su içiyor fakat gücü kuvveti yerindeydi..
O’nun dostuna o sordu..”ben bir derde düştüm ama pişman oldum”, dedi..her şeyi O’nun dostuna anlattı..”senin için tevbe en hayırlısıdır”, diyen O’nun dostu ona tevbeyi öğretti ve o kişi küfürden döndü, bir daha o hataya düşmedi..
O’, onu af etti ve onun için her şey yeniden başladı..
O’nun dilemesi ile her şey yeniden başlar. Siz yeter ki yaptığınız hataların farkına varın ve af dileyin. Fakat bir de tevbe edip de O’nun dostunun arkasından konuşanlar var ki, onlar küfüre giden bir çukurun içine kendilerini kendi akıllarıyla atarlar. O’, onlara af kapılarını defalarca açtı ama onlar görmek istemediler..
Biliniz ki, artık onlar için kimsenin yapabileceği bir şey olmaz, hükümlerini kendileri koyan bu küfüre sapanlar bir de düştükleri çukurdan kurtarılmayı dilerler fakat küfürlerinden geri durmazlar, onların o çukurları onların kabirleri olur, onlar ebediyen oradan ışığı görüp de ışığa ulaşamayacaklar, pişmanlık onları ebediyen yakacak. Artık onlar için yapılacak bir şey yoktur..
Ey kendi içinden düşüncesine sahip olamayan zihni kirli kişi; bil ki o O’na canını veren dostu uyarıcıdır. Dost doğru yola çağıran bir rahmettir. Nefesi âleminize berekettir fakat siz görmezsiniz..
Ey gaflete yakalanmış ve derin bir uykuya yatmış uyuyan kişi! O’, uyanman için daha ne yapabilir! Kendine aynada uzunca bir süre bak, bak da gör, senin gerçeğin sana ayan edilir fakat bakmaz gözünü kaçırırsın..
Şimdi dostun yanındayken takındığın tavırı başkalarının yanında da takın. Onun yanında farklı olma, düşüncelerini temizle ve küçük hesapların peşinde olma. Bil ki o küçük hesaplar bir gün sana döner ve başından atamayacağın büyük işlere sebep olur..
Ey O’nun el’halim dost kulu; de ki, Rabbim dilediği şeyi dilediği anda var eden ve dilediğini zenginliğine mazhar kılan el’Vacid’dir. O’, istediği anda zalimlik yapanları zelil eder ve dilediği anda hak üzere olan kullarını izzetine kavuşur. O’, seni senden iyi bilir. O’, sana senden yakındır..
Biliniz ki, Rabbim sonsuz ilim, mutlak irade ve nihayetsiz kudret sahibidir. Siz ise fakirsiniz, sizin bütün ihtiyaçlarınızı gören Allah’tır. Siz muhtaçsınız. O’, ise zengin, siz fakirsiniz, O’ ise Vacid. O’, gücünüzün yetiremediği şeyleri emrinize veren el’Gani’dir..
Biliniz ki, Allah’ın hiç bir şeye ihtiyacı yoktur, her şey O’na muhtaçtır. Her şey daima O’nun huzurundadır. O’, her şeyi gören ve kendisinden hiç bir şeyin gizli kalmadığı vacid-i mutlak’tır. O’, sizi görür fakat siz O’nu gördüğünüz halde gördüğünüzün O’ olduğundan perdeli olarak O’nu görmezsiniz. Her şey O’nu gösterdiği halde başka delile ihtiyaç duyan bir akıl bil ki eksik kalmış bir akıldır. O’, eksik bir akıl ile kavranamayacak kadar Gani’dir..
Biliniz ki, keremi bol olan Rabbim sana her şeyi sunmuş, almasını bilmek ise ancak almayı dilemeden seven O’nun kullarına has’tır. Onlar daima verirler..
Biliniz ki, maddeden geçemeyen o acizler kendilerinden olanı verdiklerini zannederler. Oysa ki siz kimin varlığını kime veriyorsunuz. Elinde olanların sana ait olmadığını bil, bunu bildiğin an sende bir değişim başlar..
Sen ey gaflet içinde olan kişi! Rabbim kudretini senin üzerinden esirgeseydi sen kendini bilmez bir feleğin içinde olacaktın. O’, seni sevdi de yarattı. O’, kendinden var olanı sana da verdi. O’, senden hiç bir şeyi esirgemedi. Şimdi nasıl olur da eline O’nun lütfuyla verilen malından etrafınla paylaşmıyorsun..
Biliniz ki, siz kaba’nın mahkumiyetine kendinizi esir etmiş bir yalan dünyanın içinde oyalanıyorsunuz. Oysa ki Rabbim var edendir ve O’nun varlığına son yoktur. Sana sunulan şerbeti elinin tersiyle itiyor ve maddenin kabalığına esir oluyorsun. Artık aklını temizlemeyenler için sözün tesiri azdır. Amel edinin ve hâl edinin. Sizi kurtuluşa götürecek olan hâlinizdir. O O’nun el’Halim kulu ki hiç bunları düşünmez. O ki, maddeyi düşünmedikçe madde onun eline kendiliğinden gelir. Gelmese de hiç bir an dahi aklından bir kirli düşünce geçmez, o kirden pastan arınmış safiyete ermiş O’nun gönlüdür. Siz ise sunulan nimeti görmez ve çukurlarınızda yaşamaya kendinizi mahkum ediyorsunuz..
Biliniz ki, ibret alınacak sayısız olay arasından kendinize nefisinize iyi geleni seçmeyin. Nefisinize dokunan şeyler hakkında düşünün ve O’nun Dost kulu size bir şey söylediğinde hemen gücenmeyin. Bilin ki gücenmeniz kendinizi araya koymanızdandır. O’nun o Dost kulunun üzülmesi başkadır. Üzülmek O’ndandır, gücenmek sizden..
Ey nefsin hevasından geçmiş, kalbi O’nunla mutmain olmuş O’nun el’halim kulu, de ki; siz muhtaçsınız, O’ ise zengindir, dilediğine veren ve dilediğinden alan Rabbime hiçbir şey gizli kalmaz..De ki, dostuma kendinizle gelmeyin, artık onun işi kendisine yönelenlerledir, zayi edecek tek anı yoktur..
Ey O’nu dost edinenler! Her şeyi kendinden var eden ve varlığı kendinden olan Rabbimin dostuna güvenin ve bilin ki güvenmeyenlerle kaybedilecek zaman yoktur. Zaman uyanış devridir ve temiz düşüncelerle gelenler felâha ereceklerdir..HŞY