Her şey Bir ve Bir’in bilinmeyi dilemesiyle bölünmesinden meydana gelmiştir..
O halde yaratma eyleminin özünde bilinmek gerçeği yatmaktadır..
Bilinmek/Sevilmek, ama nasıl?
Hiç şüphesiz isimlerinden geçerek bir bir adım adım ona doğru yok’lukla/hiç’likle ve hiç oldukça da var ola ola..
Bir, ancak bir olarak, bir kalarak bilinir. O tevhid Er’i ne güzel yaşayandır. Kendinde hiç bir şey bırakmamış vaktin kıymetini bilmiş, aklını en yücesine tebdil eylemiş, dostunda yok olmuş, dostundan var olmuş, varlığı hiçlikte bulmuş ne güzel kul’dur..
Belli bir ölçü ile O’nu ananın gayrı yürürken, konuşurken, aşkı muhabbeti yayarken zikri daimi olmaktadır..
Kesreti ancak Bir ile bilebilirsin, zıtlıklardan/tersliklerden O’nunla geçersin, farklılıklardaki birliği Bir ile keşfedemedikçe bir’leyemezsin..
Bedenin bitmek tükenmek bilmeyen oluş ile bozuluş döngüsünden ancak dostun bir’liğinde dostunu bir ederek kurtulabilirsin..
O’ şanını dostuna sunmuştur..
Akletme ol’an idrak sana sunulmuş olan O’nun en yüce şanıdır. Umut edile ki aklımızı en yücesine tebdil eyleye ki Aşk akılda büyümektedir, gönülde tamama er’mektedir..
Aşkın tamam olması ebediyettir, kokusu ne güzeldir, yâ Hû..HŞY