Güneş en fazla viraneye tesir edeceğinden, Allah’ın tecellisini hissetmek için benlik ve vücûd kayıtlarından temizlenmek gerekir..
Yani nefsinden arınıp hiçliğini idrak ederek Allah’tan başka hiç bir şey göremeyecek kadar arınılmalıdır. Bunun aksi her türlü hal ve hareketler biz acizlerin O’nun varlığının o ince işleyişinin kusursuzluğunu anlamamızı engelleyecektir..
İns’an kelimesinin anlamı nisyan’dan gelir ki “unutan” demektir..
İnsanoğlu geldiği yeri unutan bir özelliğe sahiptir.. O’nun en büyük görevi unuttuğu herşeyi yeniden hatırlamaktır. İşte yeniden hatırlayabilmek için bildiğimizi varsaydığımız ne kadar şey varsa hepsini yok saymamız gerekir ki Azimüşan Âlim ismiyle üzerimizde tasarruf eyleyip bizi kendi ilmiyle doldursun..
Unutmayalım ki,
..gördüğünüz ve göremediğiniz her şey çok ince düşünülmüş bir aklın eseridir. O’nun düzeninin işleyişinde bir aksaklık göremezsiniz. O’, kendisine unutmanın dokunmadığı Muhsi’dir..
Her şeyi bir ince hesap ile yaratan Azimüşan kendi sistemini algılayabilmek için hatırlamamız gerçeğinden hareketle, bize hatırlamamızı sağlayacak bir akletme aracı bahşetti. Bu aracın adı kalp..
Başka bir deyişle düşünen, algılayan ve en önemlisi düşündükçe genişleyen bir canlı nimet..
İşte çok ince düşünülmüş bir aklın eseri olan bu nimetin aktif hale gelmesini sağlayacak yegâne olgu, sevgidir..
..O’nun zuhuru sevmek istemesindendir..
O halde, kalbimizin akleder hale gelmesini sağlayacak tek ve mutlak unsur, sevgidir..
Peki nasıl seveceğiz?
..Allah yaratmayı sevdi..
..O’, isteyince her şeyi bir nizamın içine koydu. Biliniz ki her şey yukarıdan aşağıya akar, akan her şey bir sıraya göre iner..
İnsan yaratılış hakikatindeki seferi itibarıyla önce bir nüzul seferi yapar. Yani Cenab-ı Hakk’ın yarattığı felek ve unsurlardan geçerek yukarıdan aşağıya doğru akar. Sonrasında kendinden beklenen kendindeki hakikati ortaya çıkarabilmek için tekrar indiği felek ve unsurları yukarıya doğru çıkmasıdır..
Bunu yapabilecek kudreti Azimüşan yine kendisi insana bahşetmiştir..
..O’ sevgiyi kendine benzer kıldı..
ve bu hakikati anlayabilmemiz için
..O’, kendi mânâsından değiştirerek sana bir şekil verdi..
Yani Allah (c.c) Azimüşan bizi kendine benzer kıldı. O halde bizim elimize verdiği irade kendisine benzemeye başladığımız oranda güçlenir ve kalbimiz akleder hale gelir..
Bunu başarabilmemizin yolu ise Şükr’ün ve Hamd’ın hakikatini bilen bir gönlün elinden tutup onun yolunda yürümekten geçecektir. Çünkü ancak O’nun o dostu gözyaşının kanlı ol’anını bilir..
..biliniz ki, şükrün kanlı gözyaşları gözlerinizden akmadıkça nimet size bağışlanmaz..HŞY

