Tarama deneyiminizi geliştirmek, kişiselleştirilmiş reklamlar veya içerik sunmak ve trafiğimizi analiz etmek için çerezleri kullanıyoruz. "Kabul Et"e tıklayarak, çerez kullanımımıza izin vermiş olursunuz. Çerez Politikamız
Kabut Et
YabendeYabendeYabende
  • Anasayfa
  • Hakkımızda
  • Yazarlar
  • Köşe Yazıları
    • Tasavvuf
    • Felsefe
    • Tarih
    • Kültür / Sanat
    • Diğer
  • İletişim
Okunuyor: TASAVVUFUN PSİKOTERAPÖTİK İŞLEVLERİ HAKKINDA
Giriş Yap
Bildirimler Daha Fazlası
Font ResizerAa
YabendeYabende
Font ResizerAa
Arama
  • Anasayfa
  • Hakkımızda
  • Yazarlar
  • Tasavvuf
  • Felsefe
  • Tarih
  • Kültür / Sanat
  • Diğer
  • İletişim
Giriş Yap
Bizi Takip Edin
© 2024 Yabende
Yabende > Ali Rıza Bayzan > TASAVVUFUN PSİKOTERAPÖTİK İŞLEVLERİ HAKKINDA
Ali Rıza Bayzan

TASAVVUFUN PSİKOTERAPÖTİK İŞLEVLERİ HAKKINDA

Ali Rıza Bayzan
Tarih: 28/01/2018
Ali Rıza Bayzan 320 kez okundu

Tasavvufun psikoterapötik işlevleri vardır. Bunun için önce psikoterapilerde yaşamın anlamı meselesini ele alalım. 

 Yaşamın Anlamı Meselesi

 Frankl, Fromm gibi psikoterapistlerin ısrarla vurguladığı gibi modern uygarlık insana, olağanüstü çeşitlilikte araçlar sunmasına rağmen bizzat yaşamın anlamı ve amacı konusunda ciddi bir kriz söz konusudur.[1] Modern bilim bu konuda bir çözüm sunamamaktadır. Antropolog Bozkurt Güvenç’e göre “İnsanın niçin yaratıldığı, hayatın anlamı, mutlak iyi, güzel ve doğrunun neler olduğu, bugün için, bilimsel yöntemlerle cevaplandırılması mümkün gözükmeyen sorulara örnek olarak gösterilebilir.”[2] Transpersonal psikolojinin önemli isimlerinden Charles Tart, haklı görünüyor: “Bilim, çok genç, çok özelleşmiş, çok dardır ve belki de insan yaşamının en önemli yönlerinden bazılarına asla değinemeyecektir.” [3]

Modernitenin sunduğu araç zenginliği arttıkça amaç konusundaki yoksunluk da artmaktadır. Sûfi ve tradisyonalist düşünür Rene Guenon bu duruma “çoklukta dağılma: kesrette boğulma” adını vermektedir.[4]

Yaşamın anlamı ve amacı konusundaki krizin en dramatik yansıması intihardır. Örneğin Frankl’ın aktardığı bir araştırmaya göre Amerika’da intihar girişiminde bulunan üniversitelilerin büyük bir çoğunluğunun davranışlarıyla ilgili başlıca gerekçeleri “yaşamın anlamsız gözükmesi”dir. Ama daha da önemlisi, yaşamı anlamsız gören bu üniversitelilerinin büyük bir çoğunluğunun aktif bir sosyal yaşamları var, akademik performansları yüksek ve aileleriyle ilişkileri iyidir. Frankl, bu durumun ‘duyulmayan anlam çığlığı’ olduğunu ve sadece üniversitelerle sınırlı olmadığını belirtiyor.[5]

Varoluşsal–insancı psikolog ve psikiyatrlara göre, çağımızdaki insanlar daha çok içine düştükleri “Varoluşsal Vakum: Existential Vacuum” eşdeyişle “boşluk” nedeniyle psikoterapistlere gitmektedirler. [6]/[7]

 Frankl’ın ifadesiyle, “Bugün psikiyatriste gitmelerinin nedeni boşunalık duygularıdır. Onları kliniklerimize ve bürolarımıza çeken şey varoluşsal engellenmedir, “varoluşsal vakumdur.”[8]

 Buna göre modern insanı psikoterapiste yönelten birincil problem “yaşamın anlamı ve amacı nedir?” sorusu etrafındaki kaygıları, kuşkuları ve arayışlarıdır.[9]

 Yalom’un yazdığını göre, “Terapistlerin farkına vardığından daha fazla birey yaşamın anlamıyla ilgili endişeleri yüzünden terapiye başvurur. Jung hastalarının dörtte üçünün kendisine bu nedenle başvurduğunu bildirmiştir.”[10]

 Yalom da “anlam arayan yaratıklar” olduğumuzu vurgular. Ancak Yalom’a göre anlam, insanın bizzat kendisi tarafından tasarlanmış ve insanı geçici olarak tatmin edecek olan bir anlamdır: “Biz insanlar, yaratılıştan anlamı olmayan bir dünyaya fırlatılma talihsizliğini yaşamış olan, anlam arayan yaratıklar gibi görünüyoruz. En büyük görevlerimizden biri; yaşamı destekleyecek kadar sağlam bir anlam icat etmek ve bu anlamı ortaya koymadaki kişisel katkımızı inkâr etme şeklindeki hileli manevrayı gerçekleştirmektir.Böylelikle anlamın ‘dışarıda bir yerlerde’ bizi beklediği sonucuna varabiliriz. Sağlam anlam sistemlerine yönelik süregiden araştırmalarımız sıklıkla anlam krizlerine sokar bizi.”[11]

 Frankl’a göre varoluşsal boşluk kendini üç biçimde ifade etmektedir:

  • Depresyon (Ruhsal zorlanma),
  • Saldırganlık (Kendine dönük saldırganlık olan intiharı da kapsar),
  • Madde bağımlılığı (uyuşturucu bağımlılığı gibi)

Varoluşçu psikoterapistlerin vurguladığı problemler Sûfî perspektiften şöyle yorumlanabilir:

  • Alkol ve uyuşturucu gibi madde bağımlılığının yaygınlaşması esasında olağandışı bilinç hallerine (aşkınlığa) duyulan özlemin tersine yansıması olarak okunabilir. Grofda bunu savunmaktadır.[12]
  • Ruhsal hastalıklar, ruhsal gelişime duyulan özlemin tersine yansıması olarak okunabilir.
  • İntihar, “ölmeden önce ölme”ye duyulan özlemin tersine yansıması olarak okunabilir.

[1] Örneğin Frankl şöyle yazar: “Bugün daha çok insan yaşamak için gerekli araçlara (means) sahip ama yaşamak için bir anlamları (meaning) yok.” Frankl, Duyulmayan Anlam Çığlığı, s. 15

[2] Bozkurt Güvenç, İnsan ve Kültür, İst.-1974, 2. Bası, s. 3

[3] Tart, Uyanış, s. 14

[4] Muhammed Ecmel, Sûfî Ruh Bilimi, Kemal Sayar (Ed.) “Sûfî Psikolojisi” içinde, s. 84

[5] Victor Frankl, Duyulmayan Anlam Çığlığı / Psikoterapi ve Hümanizm, çev., Selçuk Budak, Ank.-1994, s. 15

[6] Rollo May, Kendini Arayan İnsan, çev., A. Karpat, İst.- 1997,  s. 16.

[7] Bkz., Frankl, Duyulmayan Anlam Çığlığı; aynı yazar, İnsanın Anlam Arayışı.

[8] Bkz., Frankl, Duyulmayan Anlam Çığlığı; aynı yazar, İnsanın Anlam Arayışı.

[9] May, Kendini Arayan İnsan, s. 16.

[10] Irvin D. Yalom, Bağışlanan Terapi, çev., Z. İyidoğan Babayiğit, İst.-2002, s. 144

[11] Yalom, Bağışlanan Terapi s. 144; Yalom aynı tezi ‘Din ve Psikiyatri’ kitabında da vurgular. s. 31. Yalom, ısrarla anlamın gerçekte varolmadığını üretilmesi gereken bir şey olduğunu savunur. Irvin D. Yalom, Din ve Psikiyatri, çev., Emre Ağanoğlu, İst-2006, s. 35 vd

[12] Grof, Stanislav, Geleceğin Psikolojisi, çev., Sezer Soner, İzmir-2000, s. 239 vd

You Might Also Like

ŞU HAYATTA FARKETMEDEN YAŞADIĞIMIZ NE ÇOK ŞEY VAR

GÖKYÜZÜNÜ SEYRETMEK KALBİMİZE ŞİFA

İNCİTMEMEYİ BİLİRİZ ANCAK İNCİNMEMEYİ DE ÖĞRENMELİYİZ

SÛFİ HİKÂYELERİNİ NASIL YORUMLAMAK GEREKİR?

NİÇİN İSLAM’IN FARKLI YORUMLARI VAR?

Sosyal Medyada Paylaş:
Facebook Twitter Whatsapp Whatsapp LinkedIn Copy Link Print
Yorum Yazınız

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Son Eklenenler

ARZ VE SEMÂ..
H Yayıntaş Haziran 14, 2025
LÂ İLÂHE/İLLÂLLAH
H Yayıntaş Mayıs 27, 2025
İLME ÂŞIK O’NUN DOSTU..
H Yayıntaş Mayıs 13, 2025
RAHMÂN’SIZ RAHÎM MÂNÂSI OLMAYACAKTIR.
H Yayıntaş Mayıs 12, 2025

Bizi Takip Edin

FacebookLike
TwitterFollow
InstagramFollow
YabendeYabende
Bizi Takip Edin
Telif Hakkı © 2024 Yabende. Tüm Hakları Saklıdır.
Hoşgeldiniz

Giriş yapmak için kullanıcı adınızı ve şifrenizi giriniz.

Şifrenizi mi unuttunuz?