Hz. Zekeriya-Hz. Meryem ve Hz. Yusa-Hz. Yahya’nın ru’hû varlıklarına Selâm ol’sun..
Hz. Meryem manevi vücud buluyor, başında örtüsü ile yere kadar sarkıyor, beyazlar içinde elbisesi üstünde..
Elinde bir bebek, bebekle yürüyor. Zekeriya Peygamber onları yolda karşılıyor. Bebeği Meryem Zekeriya’ya veriyor, bebeği kokluyor. Zekeriya Peygamberin kucağında bebek, mabede doğru ilerliyorlar.
Yolun sonunda diğer evlerden büyükçe tek duran mabede giriyorlar. Mabedin girişinde odalar var, çok küçük değil, sağlı sollu odalar..
Tövbe edilen, tek başına ibadet edilen odalar bunlar. Odalardan birinde Meryem kalıyor, Yusa (Yeşua) ile… Meryem’in kaldığı odanın yanında ise bebek Yahya’nın odası…
Mabedin koridorunda içeri doğru semahaneye ilerliyorlar, mihrap var tam ortada, bebeği mihraba bırakıyorlar ve secde edercesine eğiliyorlar..
Bebeği kurban edercesine Varlığa sunuyorlar, o sırada iki insan şeklinde melek beliriyor. Biri Yusa’yı eline alıyor. İsmini ve Varlığın hakikat bilgisini fısıldıyor, öğretiyor..
Diğeri eline alıyor, geçmiş gelecek yaşanacak yaşanmış her olayı, her şeyi anlatıyor. Sonra mihraba Yusa’yı koyuyorlar, o sırada Yahya bebek annesiyle mabede giriyor. Yahya’yı da Yusa’nın yanına koyuyorlar, melekler dile geliyor..
Yahya Yusa’nın ilk yarenidir. Yahya ile Yusa (Yeşua) O’nun Varlığını birlikte yayacaklar. Yahya Yusa’ya destek olacak. Sonra her iki bebeğin etrafında devran ederek yükseliyorlar, inananlar da giriyor mabede ve secde edercesine eğiliyorlar.
Yusa ile Yahya mabedde yan yana odalarda kalıyorlar, her akşam, gündüz birlikte kelimesizce muhabbet ediyorlar. Meryem ve Zekeriya muhabbetlerini duyuyor, dinliyorlar. Meryem safiyetiyle her iki bebeğe kol kanat oluyor, üzerlerine titriyor, Zekeriya ise koruyucu olarak yanlarında oluyor.
Kalem başlıyor yazmaya…
Yusa, Yahya, Meryem ve Zekeriya muhabettinden kalem yazıyor..
Meryem Allah’ın Varlığının böylesi tecelli edişinde gece gündüz ağlıyor, gözyaşları sel oluyor, akıyor, akıyor. Zekeriya Peygamber acziyetiyle Varlığa kurban oluyor..
Kalem hakikat muhabbetini tutan olmaksızın yazıyor. Allah’ın Varlığı dile geliyor kitapta, kitap yazılmaya başlıyor. Gece muhabbet, gündüz muhabbet ediliyor. Gece gündüz gibi aydınlanıyor mabetten yükselen ışıkla..
İnananlar az ama gece gündüz daima onların muhabbetlerini dinliyorlar. Bolluk bereket ile toprakları şenleniyor. İnananlar gündüz işleniyor, gece ise uyumaksızın muhabbet dinliyor. Gece gündüz hepsi uyanıklar…
Kitap yazılıyor..
Muhammed’in gelişi müjdeleniyor. İşaretleri anlatılıyor. Muhammed’in hakikati varlığı konuşuluyor. İman ediliyor. Kitaba yazılıyor. Mabedin hakikat ışığı öyle yayılıyor ki inananı artıyor. Bunu kabullenmeyenler önce Zekeriya’yı sonra yaren Yahya’yı şehit ediyor..
Yusa gayba karışıyor. Bilinmiyor, görünmüyor nerede olduğu, bir anda kayboluyor. Yusa’yı öldüremiyorlar. Meryem şahit olduğuna dayanamayıp emir ile o topraklardan uzaklaşıyor. Nereye gittiği bilinmiyor..
Kitap nehre atılıyor. Nehir kitabı denize karıştırıyor. Denizdeki akıntılar kitabı kıyıya itiyor. Sina adasına… Sina adasında Allah’a inanan ama dinden habersizce yönelen safiyetli bir adam kitabı buluyor. Kitabı okumaya başlıyor. Okuduklarıyla Allah’a iman ediyor ve etrafındaki çok az insana kitabı anlatabiliyor. Kitapta yazılanlara ve Yusa’ya inanarak iman ediyorlar ve âleme yayılıyorlar. 12 Yaren… Yarenlikleri müjdeleniyor. Yusa’yı ilk yaren Yahya görüyor sadece, diğer yarenler görmüyor ama Varlığına secde ederek bütünleniyor..
Kitabı anlatıyorlar. Muhammedi anlatıyorlar. Geleceğini, işaretlerini haber veriyorlar. Hakikat yolunu anlatıyorlar. Her toprakta konuşuyorlar. Çağırıyorlar. İnananlar çok az ama ışıkları parlıyor. Mabedin ışığını canlı tutan onlar… Yarenler…
Kitap kaybolmadı. Ama kitap herkese kendini açmadı. Ancak safiyetle inananlar kitabın hakikatini okuyabildi..HŞY

