Tarama deneyiminizi geliştirmek, kişiselleştirilmiş reklamlar veya içerik sunmak ve trafiğimizi analiz etmek için çerezleri kullanıyoruz. "Kabul Et"e tıklayarak, çerez kullanımımıza izin vermiş olursunuz. Çerez Politikamız
Kabut Et
YabendeYabendeYabende
  • Anasayfa
  • Hakkımızda
  • Yazarlar
  • Köşe Yazıları
    • Tasavvuf
    • Felsefe
    • Tarih
    • Kültür / Sanat
    • Diğer
  • İletişim
Okunuyor: ORUÇ GÜNLERİNDE DEFTERLERİ KAPANMAYANLARDAN OLMAK
Giriş Yap
Bildirimler Daha Fazlası
Font ResizerAa
YabendeYabende
Font ResizerAa
Arama
  • Anasayfa
  • Hakkımızda
  • Yazarlar
  • Tasavvuf
  • Felsefe
  • Tarih
  • Kültür / Sanat
  • Diğer
  • İletişim
Giriş Yap
Bizi Takip Edin
© 2024 Yabende
Yabende > Prof. Dr. Nazif Gürdoğan > ORUÇ GÜNLERİNDE DEFTERLERİ KAPANMAYANLARDAN OLMAK
Prof. Dr. Nazif Gürdoğan

ORUÇ GÜNLERİNDE DEFTERLERİ KAPANMAYANLARDAN OLMAK

Prof. Dr. Nazif Gürdoğan
Tarih: 13/05/2019
Prof. Dr. Nazif Gürdoğan 273 kez okundu

Yoksullar gibi yaşamak bir erdemdir, ancak yoksulluk bir erdem değildir. Sağlıklı toplumlar, bütün kesimlerin, en varlıklılar gibi değil, en yoksullar gibi yaşamaya özendiği toplumlardır. Güçlü toplumlarda insanlar, tüketen bir el olmaktan daha çok, üreten bir el olmak için, bütün dünyayla, büyük bir yarışa girerler. Oruç ayı, üretimde doğru, tüketimde ters orantılı yarışın doruk noktasına çıktığı aydır. Oruç ayında, insanların gözlerinin değil, karınlarının doyurulmasına öncelik verilir.Gösteriş tüketiminden uzak,yalın yaşamanın en güzel örnekleri oruç günlerinde görülür.
*
Serbest pazar ekonomisi, insanların gözlerinin doyurulmasına, etik pazar ekonomisi ise, insanların karınlarının doyurulmasına odaklanır. Oruç günlerinde, oruç tutsun ya da tutmasın, herkes, karın ve göz açlığı arasında aşılmaz duvarlar olduğunun bilincine varır. İki açlığın arasındaki farkı vurgulamak için, Anadolu”da “Toklar açları, açlar tokları anlamaz” denilir. Toklar hiç aç yok, diye düşünürler. Açlar ise, hiç doymayacaklarını sanırlar.Oruç günleri tüketimde eşitliğin sağlandığı günlerdir.
*
Serbest pazar ekonomisinin gözü doymaz insanlarını, etik pazar ekonomisinin gönlü zengin insanlarına dönüştürmek için, orucun toplumların ekonomik, siyasal ve kültürel yapısındaki etkileri, yıllardan beri ayrılntılı olarak aştırılmaktadır. Toplumların üretim gücünün büyütülmesinde, can alıcı olan, üretimde eşitliğin sağlanması değil, tüketimde eşitliğin sağlanmasıdır.Üretimde yarış ekonomik gelişmenin güvencesidir. Tüketimde eşitlik toplumsal sağlığın temelidir. Üreten eller her zamanda ve her yerde, tüketen ellerden üstündürler. Tarihin her döneminde toplumları üretmesini bilenler dönüştürmüşlerdir.
*
Oruç günleri, insanların tüketme tutkusunu, üretme coşkusuna dönüştürür. Bu yüzden, gönül dünyasının öncüleri, yılın her ayının, oruç ayı olabilmesi için, haftanın iki gününde, oruçlu olmaya büyük önem verirler. Oruç insanları tüketim ikliminden alır, üretim iklimine taşır. Tüketim ikliminde “al tüket” ilkesi, üretim ikliminde ise “üret ver” ilkesi geçerlidir. Dünya üretmesini bilenlerin elinde yaşanır kılınır.Yeni dünyanın fatihleri cephelerde savaşanlar değil,en yeni ürünleriyle pazarlarda yarışanlardır. Onlar Mevlana gibi:”Eski satanların zamanı geçti,biz yeniler satıyoruz.Bugün pazar bizimdir.”derler.
*
Anadolu insanının kültüründe, insana hizmet, Allah”a hizmettir. İnsana hizmetin olduğu yerde, akan sular durur. İnsana hizmet etmek için de, yok olan değerlerin değil, kalıcı eserlerin, peşine düşülür. Çünkü Allah”a hizmeti, her kazancın üstünde gören, Necip Fazıl”ın vurguladığı gibi: “Dev gibi eserler meydana getirmek için, karıncalar gibi çalışmak gerekir.”Yunus gibi yaşamasını bilmeyenler,Sinan gibi eserler vermesini başaramazlar.
*
İnsanlar nereden geldiklerini unutmazlarsa, nereye gideceklerini de unutmazlar. Oruçla insanlar topraktan geldiklerini, yine toprağa döneceklerinin bilincine varırlar. Arkalarında yalnızca bütün insanlığın yararına olan, bıraktıkları güzel eserlerin kalacağını,hiçbir zaman unutmazlar.
*
İnsanlar dünyad ölümsüzlüğü arkalarında bıraktıkları toplum yararına olan eserleriyle yakalarlar. Defterlerini Kıyamete kadar açık kapatmayan eserler bıkanlara,atalarının yitirdiği anayurdunun ve babaevinin kapıları sonuna kadar açılır.

You Might Also Like

DÜNYADA SÜREKLİ SAVAŞTAN KESİNTİSİZ BARIŞA GEÇME HER ÜLKEDE UÇ VERECEK YENİ YUNUS’LARLA GERÇEKLEŞİR

İNANAN İNSANLARIN ELİNDE BİR KANDİL BİN KANDİLE DÖNÜŞÜR

SINIRLARIN ÖNEMİNİ YİTİRDİĞİ DÜNYADA HİÇBİR ÜLKE GELEN YILLARININ GEÇEN YILLARINI ARATMASINI İSTEMEZ

FİZİK DÜNYAYLA KAPATILAN METAFİZİK DÜNYANIN PERDELERİNİ KUTSAL KİTAPLARLARA DAYANAN EZELİ VE EBEDİ BİLGELİKLE AÇMAK

BİLİNMEYEN GÖKYÜZÜNÜN BİLGİ VE BİLGELİK HAZİNELERİ EDEBİYATÇILARLA ZENGİNLEŞEREK YENİ AÇILIMLAR KAZANIR

Sosyal Medyada Paylaş:
Facebook Twitter Whatsapp Whatsapp LinkedIn Copy Link Print
Yorum Yazınız

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Son Eklenenler

ARZ VE SEMÂ..
H Yayıntaş Haziran 14, 2025
LÂ İLÂHE/İLLÂLLAH
H Yayıntaş Mayıs 27, 2025
İLME ÂŞIK O’NUN DOSTU..
H Yayıntaş Mayıs 13, 2025
RAHMÂN’SIZ RAHÎM MÂNÂSI OLMAYACAKTIR.
H Yayıntaş Mayıs 12, 2025

Bizi Takip Edin

FacebookLike
TwitterFollow
InstagramFollow
YabendeYabende
Bizi Takip Edin
Telif Hakkı © 2024 Yabende. Tüm Hakları Saklıdır.
Hoşgeldiniz

Giriş yapmak için kullanıcı adınızı ve şifrenizi giriniz.

Şifrenizi mi unuttunuz?