Gerek sahada gerekse masada kazanılan zaferlerin ardından Avrupa’da Türkler üzerinde kirli oyunlar oynanmaya devam ediyor. Her şey tabii ki terör örgütü YPG’nin sınırımıza bu denli yaklaşmaları ile başladı. Yeri geldiği zaman sınırlarımıza yaptıkları tacizler yüzünden insanlarımız yaralanmıştı. Bu yüzden sınır ötesine yapılacak olan operasyon için geç bile kalındı diyebilirim.
Sonra ne mi oldu? Vurduk… Vurdukça da başta Amerika olmak üzere birçok Avrupa Devletinden sesler yüksek geldi. Neden mi? Artık sömürgeci Avrupa’nın kaynakları tükendi. Eee o zaman ne yapacaklar? Zengin petrol yataklarının bulunduğu bu bölgelere göz dikecekler. Artık modern dünyada eskilerde olduğu gibi asker göndererek “bu topraklar artık bizim.” diyemeyeceklerinden dolayı maşalarını sahaya sürdüler. Hem de milyarlarca euro ile destekleyerek. İspat olarak şöyle bir örnek verelim: Almanya’da PKK adına çalışan STK’lar mevcut. Bu STK’lardan her yıl 30 milyon euro civarında bu teröristlere yardım gidiyor. Peki PKK Almanya için bir terörist örgüt mü? Aynen öyle. Sonra Fransa ve Belçika… Anlatmama gerek yok.
Peki biz vurdukça Amerika, Fransa ve Almanya’dan niçin bu kadar çok ses çıkıyor? Çünkü ülkeyi yönetmek için doğal olarak paraya ihtiyaçları var ve bu paraların büyük kısmı Ermeni ve Yahudi Lobilerinden sağlanmakta. Bugün Amerikan medyasında olsun, siyaset gündeminde olsun Trump için neredeyse “işe yaramaz” diyorlar. Çünkü teröristler için en büyük finans kaynağı bu lobilerdir. Öte yandan Suriye petrollerinin durumu da ayrı bir muamma. Şimdi de buraya YPG militanlarını koymaya çalışıyor Trump. Yani toprak kaybı yaşandı (?) ama en azından petrolleri kurtaralım havasındalar.
Bu arada hani savaşa hayır diyorlar ya birileri. Savaşın tanımını okusunlar yüksek sesle. Karşımızda bir devlet mi var ki biz savaştık? Veya o devlet ne zaman kuruldu da bizim haberimiz yok? Kelimeleri iyi kullanmak gerekiyor.
Bugün itibariyle teröristlere verilen süre doldu. Bundan sonra işleyecek olan süreç çok ama çok önemli. Amerika uşaklarının tasmalarını oluşacak olan güvenli bölgenin dışına çekiştirmeye devam ediyor. Bu sırada Rusya da Esed güçleri ile kuzeyde kontrolü ele almaya çalışıyor. Tabii ki bunu yapacaklar. Çünkü orası Suriye Devleti’nin toprağı. Bu cümleden kimse benim için Esed’i savunuyor diye bir düşünce çıkarmasın. Yaklaşık 10 yıldan bu yana kendi halkını kimyasal silahlarla öldüren bir katili elbette kimse savunmaz.
Son olarak değinmek istediğim şudur ki; asıl bu bir beka mücadelesidir. Bu dönemde iktidarından muhalefetine herkes, bütün millet tek yumruk olmalı. Oldu mu peki? %80 oranında evet. Hatta harekat ile alakalı yapılan ankette bu oranda bu harekat yapılmalıydı diyen bir millet var.
Artık Balkanlara dönebiliriz. Cuma günü Gazi Hüsrev Bey’in hayatından kesitler aktaracağız.