Bendenize göre “tasavvuf” kültürel bir oluşum değildir. Son vakitlerde sık sık dediğim gibi “Ân’ı yaşa”…
Geçmiş devrin ilim sahibi ile şuânki devrin ilim sahibi aynı değildir. Dolayısıyla tasavvuf kültürel bir oluşum değil, sürekli değişen ve gelişen bir hakîkattir.
Daha öncede belirttiğim gibi her devirde farklı yol göstericiler olur; düşünceleri, istekleri, amaçları, uygulamaları farklıdır. Bazıları Allah için O’nun yolu için konuşur, bazıları ise kendileri için… İşte bunlar yani kendileri için konuşanlar, “hâl”den değil “kâl”den konuşur ve kendilerini ilim sahibi zannederler. Allah için O’nun yolu için konuşanlar ise Allah dostu, hakiki ilim sahipleridir.
Hâlden değil, kâlden konuşan yol göstericiler olduğunda tasavvuf kültürel bir oluşum sağlamış olabilir çünkü kâlde kalmış ilim sahiplerinin isteği Sen’e hizmetten ziyade “kendine” hizmettir. Kitaptan yaptıkları ezberleri konuşurlar. Bu da kimi zaman tekrara götürür ve heyecan uyandırmaz.
Oysa ki Allah dostu hakiki ilim sahipleri öyle mi?
Onların isteği önde olmak değildir, hep O’nun için çalışır, Allah Azimüşan’ın güzelliklerini isterler. Müridlerini hep Allah’a yönlendirirler, kendisine hizmet edilmesini istemez, hep O’na hizmet edilmesini isterler. Kitaptan konuşmazlar, gönülden konuşurlar çünkü onlar yaşayan Kur’an’dırlar…
Dervişlik kolay bir mertebe değildir, incelik ister. Dervişlik fakire göre kültürel din anlayışının tezahürü (ortaya çıkışı, zuhur edişi) değildir. İnsanlar için namaz kılmak, sevap işlemek, günahtan kaçmak vb. bunlar kültürel din anlayışıdır. Dervişlik daha fazlasını gerektiren bir mertebedir, bu sebepten dolayı fakire göre dervişlik kültürel din anlayışının zuhur edişi değildir…
Mevlâna’ya hayran olmakla Mevlevî olunur mu?
Olunmaz, Mevlâna bir âlimdi. İnsan onun yazılarını, sözlerini sevebilir belki kendisine mânâlı geliyordur, davranışlarını örnek alabilir. Ama illa ki onun yolunda olacak-yürüyecek diye bir kâide yok. Mevlevî olabilmek için bu tarikteki mürşide bende olmak gerekir.
Kişi onun eserlerinden, sözlerinden örnek alırken kendinden de bir şeyler katmalı ki farklı olsun, farklı olmaktan kasıt ondaki güzellikleri örnek alıp kendi güzelliklerinle birleştirirsen ortaya daha güzel şeyler çıkacaktır…
Bütün insanlar farklıdır, parmak izi veya görünüşü gibi… İnsanların düşünceleri de farklıdır. Birine benzemeye çalışmamalıyız, kendi içimizdeki Sen’den olan güzelliği dışa yansıtmaya çalışmalıyız…