Tarama deneyiminizi geliştirmek, kişiselleştirilmiş reklamlar veya içerik sunmak ve trafiğimizi analiz etmek için çerezleri kullanıyoruz. "Kabul Et"e tıklayarak, çerez kullanımımıza izin vermiş olursunuz. Çerez Politikamız
Kabut Et
YabendeYabendeYabende
  • Anasayfa
  • Hakkımızda
  • Yazarlar
  • Köşe Yazıları
    • Tasavvuf
    • Felsefe
    • Tarih
    • Kültür / Sanat
    • Diğer
  • İletişim
Okunuyor: Hüseyn-i Kerbelâ’nın Şehadeti
Giriş Yap
Bildirimler Daha Fazlası
Font ResizerAa
YabendeYabende
Font ResizerAa
Arama
  • Anasayfa
  • Hakkımızda
  • Yazarlar
  • Tasavvuf
  • Felsefe
  • Tarih
  • Kültür / Sanat
  • Diğer
  • İletişim
Giriş Yap
Bizi Takip Edin
© 2024 Yabende
Yabende > Gülten Samtaş > Hüseyn-i Kerbelâ’nın Şehadeti
Gülten Samtaş

Hüseyn-i Kerbelâ’nın Şehadeti

Gülten Samtaş
Tarih: 19/03/2024
Gülten Samtaş 365 kez okundu

10 Ekim 681..
Hüseyn-i Kerbelâ’nın Şehadeti

Sen kıyama kalkınca,
Hüseyin büyüyor içinde.
Kan damlıyor yüreklerden
Büyüyor Kerbela kadar,
Büyüyor vuslat kadar.

Akşamın rüzgârı yalasa da solgun yüzleri,
Yetmiyor soğutmaya yürekleri,
Aşk yakmış ya bir kere gönülleri,
Külle kavuşunca soğur ancak zerreleri.

Kanla yazıldı yeryüzüne hak,
O gün bu gündür âşık hep firak,
Gözyaşı şükürden ya Hüseyn-i Kerbelâ.
Gözyaşı şükürden ya Şehid- i Kerbelâ.

Kerbelâ Vakası olarak anılan hadisenin ve Hz. Hüseyn’in şehadetinin sene-i devriyesi.
İnsanlık tarihinin en elim hadiselerinin başında gelir Kerbelâ. Hüzünlenir kalpler, gözler ıslanır hararetten.
İnsanın elleriyle işlediği işler yüzünden yaşadıklarına ve yaşattıklarına yürekler burkulur.

O’ndan geldik. Önce mevcud olduk topraktan sonra vücud bulmak var ruh-i aşktan. Şuurlu bir haldir vücud bulma, bunun için tarik eylemek gerek Muhammedî Nûr’un idrâki ile. Bunun için kurgulanmış idi yaşamda sahne.
Nice mücadeleler verir insanoğlu Muhammedî şuura ermek için. Zira gözüyle gördüğü, kulağıyla işittiği her şey onu besler. Ama bu besleme dünyevi hazlar ile olur ise olur kişiye kalın kalın perde. Perdeleri kaldırmadan, anlayışın önündeki engelleri aşmadan o ilâhî bilince mümkün değildir erişmek. Perdeler yırtılır, anlayışlar kırılır da bunun için cehd etmek gerekir, kıyam gerekir. Kıyam Hüseynî duruş, cesaret, idrak gerekir. Muhammedî bilinci idrak ile yükümlü oldu nice peygamber, veliler ve ümmetleri. Erenler “eren” oldu.

Hiç bir şey geçmişte kalmadı, geçmedi, bitmedi, gitmedi.. Ân itibarıyla düşündüğümüzde ise Hüseynî duruşu tam bir mürşit rabıtası olarak görek gerekir.
Hiç bir şeyin kişiyi meşgul edemeyeceği, dünyevî zevklerin ve tadların O’nun aşkından alıkoyamayacağı, hiç bir varlığın üzerinde söz sahibi olamayacağı, hiç bir şeyin kendisini korkutmayıp mutlu edemeyeceği, perde olup oyalayamayacağı tam bir mürşit rabıtası..
Bu anlayışın karşısında duracak tüm anlayışlara sırt dönecek, yerle bir edecek ve uğrunda can vererek can alabilecek Muhammedî anlayış içinde durmadan yürüyebilecek.

You Might Also Like

MECLİS-İ MEŞAYIH

DEĞİRMENİN SUYU NERDEN GELİYOR?..

ASR SÛRESİNİN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

Varlık, Vermek…

MERHAMET ETMEYENE MERHAMET EDİLMEZ..

Sosyal Medyada Paylaş:
Facebook Twitter Whatsapp Whatsapp LinkedIn Copy Link Print
Yorum Yazınız

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Son Eklenenler

ARZ VE SEMÂ..
H Yayıntaş Haziran 14, 2025
LÂ İLÂHE/İLLÂLLAH
H Yayıntaş Mayıs 27, 2025
İLME ÂŞIK O’NUN DOSTU..
H Yayıntaş Mayıs 13, 2025
RAHMÂN’SIZ RAHÎM MÂNÂSI OLMAYACAKTIR.
H Yayıntaş Mayıs 12, 2025

Bizi Takip Edin

FacebookLike
TwitterFollow
InstagramFollow
YabendeYabende
Bizi Takip Edin
Telif Hakkı © 2024 Yabende. Tüm Hakları Saklıdır.
Hoşgeldiniz

Giriş yapmak için kullanıcı adınızı ve şifrenizi giriniz.

Şifrenizi mi unuttunuz?