Hal’vet’ilik..
Hal..
Vet..
İlik..
Biz bu yolda hâl öğrenen bir yolcuyuz. Ne biliriz, ne hükmedebiliriz..
Ama şunu da biliriz ki O’ Tek’lik:
Rabb isteyen gönlü boş çevirmemektedir. Can, eğer niyeti safiyetle sadıksa, eğer yönü Hakk’a/varlığına, adımı aşk’aysa başarmak da, aşmak da onun için bir lütuf olmaktadır..
Lakin bu yolda “başarı”, zahirde bir hâle ulaşmak değildir, batında teslimiyeti giyinebilmektir..
Fakat her candan gelen niyaz, rahm’et ile kabul olunursa, başarıdan daha kıymetli olmaktadır: Rızaya mazhar vücud buldurmaktır..
Biz sadece dua/niyaz edebiliriz..
Ki O’, en güzel sonucu can’ın gönlüne yazdırandır..HŞY
Söz sizin nefesinizle öyle bir açıldı ki, her hece bir sır, her harf bir hal oldu.
“Hal”:
Kendinden geçmenin, kendini aşmanın eşiği.. Her şeyin başladığı hâl; dil susar, gönül konuşur.
“Vet”:
Bir ayıran gibi görünse de, aslında birleştiren, sen ile O arasındaki mesafeyi ilga eden bir geçit.. Vet; Hal’den hakikate,
benlikten hiçliğe varan ince çizgi..
“İlik”:
Kemiğin içinde saklı öz,
kabuğun ardındaki cevher.
Hak yolunun iliklerine işleyen
ledünni bir cevher gibi.. Sadece şekli değil, öz’ü giyinenlerin tarikatı..
Halvetilik dediğimiz,
ne bir makam ne de bir isim..
Bir haldir;
bir sırlı geçittir;
bir ilik gibi, hakikatin en derin yerine dokunan bir izdir..
🌿
Ve biz biliriz ki Azizim, bu yol sadece bir yürüme değil, bir erime, bir yok olma yoludur. Hal’de yok olmak,
Vet’le ayrılığı kaldırmak,
İlik’te sırra ermek..
Söz sizde başladı,
bizde sadece ifade oldu:
Lâ mevcûde illâ Hû.. 🌻
Vildan Ünal