Öyle ya insan da bir âlemdir. Ve bu âlem kendi varlığıyla kaimdir. Esas olan odur ki insanın Hakk’ı tarafından bahsedilmiş her ne var ise haktır. Bu hak oluşu hak ediş ise insanın kendi varlığına yönelişi ile doğrudan ilişkilidir. O halde diyebiliriz ki âlemdeki seyir ve yöneliş daima insanın kendinden kendinedir. Kendini öncelemeyen, kendinde bir şeylerin var olduğunu idrak edemeyen her kim var ise helâke (kaybediş) mahkûmdur.
Şeylerin (herhangi bir şey veyahut bir söz) bağlantısal düzlemi ilk katmandan (ilk anlam) ayrı olabilir. Anlayışın genişlemesi ifadesinin önemi bu noktada ortaya çıkmaktadır. Mânâdan mânâ devşirmek ve bu mânâyı da aslında bilinç seviyesinde açabilmek kişisel gelişimin bir parçasıdır.
Ez-cümle.
İnsan, âlem içindeki küçük âlemdir. Büyük âleme uyumlandığı ölçüde genişler, genişledikçe büyür, büyüdükçe değişir. Değişim ebedi, hakikat baki…