Tarama deneyiminizi geliştirmek, kişiselleştirilmiş reklamlar veya içerik sunmak ve trafiğimizi analiz etmek için çerezleri kullanıyoruz. "Kabul Et"e tıklayarak, çerez kullanımımıza izin vermiş olursunuz. Çerez Politikamız
Kabut Et
YabendeYabendeYabende
  • Anasayfa
  • Hakkımızda
  • Yazarlar
  • Köşe Yazıları
    • Tasavvuf
    • Felsefe
    • Tarih
    • Kültür / Sanat
    • Diğer
  • İletişim
Okunuyor: BARIŞIN YOLU BİLGİNLERİN YOLU DEĞİL BİLGELERİN YOLUDUR
Giriş Yap
Bildirimler Daha Fazlası
Font ResizerAa
YabendeYabende
Font ResizerAa
Arama
  • Anasayfa
  • Hakkımızda
  • Yazarlar
  • Tasavvuf
  • Felsefe
  • Tarih
  • Kültür / Sanat
  • Diğer
  • İletişim
Giriş Yap
Bizi Takip Edin
© 2024 Yabende
Yabende > Prof. Dr. Nazif Gürdoğan > BARIŞIN YOLU BİLGİNLERİN YOLU DEĞİL BİLGELERİN YOLUDUR
Prof. Dr. Nazif Gürdoğan

BARIŞIN YOLU BİLGİNLERİN YOLU DEĞİL BİLGELERİN YOLUDUR

Prof. Dr. Nazif Gürdoğan
Tarih: 03/07/2019
Prof. Dr. Nazif Gürdoğan 325 kez okundu

Dünyanın her şehrinde, kalabalıklarla birlikte yaşayan, ancak kalabalıkların rüzgarına kapılmayanların oluşturdukları, bilgi ve bilgelik adaları vardır. Bir bilge gönül zengininin, çekim alanında oluşan, korkudan ve karamsarlıktan uzak, bilgi ve bilgelik adalarında, insanlar iç dünyalarıyla birlikte, dış dünyalarını da zenginleştirirler.İç dünya güzelleşirken, dış dünya çirkinleşmez.
*
İstanbul başta olmak üzere, bütün Anadolu şehirlerinde, insanların iki dünyasını Cennete çevirmek için, bütün ömürlerini adayan bilgeler vardır. Onlar nerede olurlarsa olsunlar, çevrelerinde herkesin kolaylıkla ulaşabileceği, duvarsız, kapısız, herkese açık, bir bilgi paylaşım ortamı oluştururlar.
*
Bilgi ve bilgeliğin büyütüldüğü yerlerde, herkes bilene öğrenci, bilmeyene öğretici olur. Bilgelerin olduğu yerde, insanlara hem öğrenci, hem de öğretici olmanın verdiği gücün, bilincine varırlar.
Öğrenmesini öğrenmenin yeri,zamanı,yaşı yoktur. Öğrenmesini öğrenme beşikten mezara kadar devam eder.Her gün bilgilerini güncellemesini bilenlerden, hiç kimse usanmaz.
*
Dünyada bilgi ve bilgelik birikimi, bilimin burnuna halka takmasını bilen ,akılları hem başlarında hem de gönüllerinde olan bilgelerle yeni boyutlar kazanır. Onlar bilimi aramazlar, bilim onları arar ve bulur. iki yanı keskin bir kılıç gibi olan bilim,bilgelerin elinde, hayatı yok etme yolunda bir silah değil, hayat verme yolunda bir ilaç olur.
*
Bilimin gelişmesiyle, görünen dünyadaki teknolojik başarıların, görünmeyen dünyayı yok sayarak, yeryüzünü Cennete dönüştürmesi bekleniyordu. Herşeyi bildiği, her sorunu çözeceği kabul edilen bilimin, insanlığa en büyük armağanı nükleer silahlar oldu, nükleer başlıklı füzeler oldu.
*
Seküler dünyanın tek yol gösterici olarak kabul ettiği, bilimin ürünü atom bombalarıyla Japonya’da, yüz binlerce suçsuz insanın hayatı yok edilmmiştir. Japonya’da Japonlarla birlikte, bütün insanlık öldürülmüştür. Kutsal kültürle bağlarını koparan seküler kültür, bilimi yanına alarak, bütün dünyayı, Cehenneme dönüştürmeye devam ediyor.Bağdat,Şam,Halep,Saana,Gazze
İleri silahlarla yakılmıştır,yıkılmıştır.
*
Kutsal kültürün doğruları değişmez, seküler kültürün doğruları ise, sürekli değişir. Bilimdeki değişmeler, en açık olarak, Fizik’te gözlenir. Fizik’teki yeni gelişmeler, bilimin değişmez sanılan doğrularını, bütünüyle değiştirerek, seküler kültürde büyük kırılmalara yol açmıştır.
*
Bilim yapısı gereği sürekli değişmek zorundadır. Bir dönemin doğruları, başka bir dönemin doğruları tarafından yıkılır.Dünün çözümleri bugünün sorunlarıdır. Görünen dünyanın değişen doğrularıyla, görünmeyen dünyanın değişmeyen doğrularına ulaşılamaz.
*
Kutsal kültürü “afyon” sayarak, bütünüyle hayatın dışına atan Sovyetler Birliğinin sonu, bilimi tek yol gösterici kabul eden, seküler kültürün de sonu olmuştur. Toplumlar değişen bilimin doğrularını, değişmeyen doğrular olarak kabul ederlerse, onları büyük bir boşluğa düşmekten, hiçbir güç kurtaramaz.
*
Savaşan dünyada, insanların iç ve dış dünyalarına anlam kazandıracak olanlar, bilimin burnuna halka takarak, onu bütün insanlığın hizmetine sunmasını bilen bilgeler olacaktır.
*
Her biri tek başına bir bilgelik adası olan, bilgelerin çevresinde, düşmanlıklar dostluklara dönüşür.


Bilgeler bilimi savaş yolunda değil, barış yolunda kullanırlar.
*
Dünyada bilim, bilgeliğin kaynağı olursa bilim olur.
*
Bilgeliğe dönüşmeyen bilim, savaşa dönüşür.
*
Bilgelik barışa,bilim savaşa, hizmet eder.

You Might Also Like

DÜNYADA SÜREKLİ SAVAŞTAN KESİNTİSİZ BARIŞA GEÇME HER ÜLKEDE UÇ VERECEK YENİ YUNUS’LARLA GERÇEKLEŞİR

İNANAN İNSANLARIN ELİNDE BİR KANDİL BİN KANDİLE DÖNÜŞÜR

SINIRLARIN ÖNEMİNİ YİTİRDİĞİ DÜNYADA HİÇBİR ÜLKE GELEN YILLARININ GEÇEN YILLARINI ARATMASINI İSTEMEZ

FİZİK DÜNYAYLA KAPATILAN METAFİZİK DÜNYANIN PERDELERİNİ KUTSAL KİTAPLARLARA DAYANAN EZELİ VE EBEDİ BİLGELİKLE AÇMAK

BİLİNMEYEN GÖKYÜZÜNÜN BİLGİ VE BİLGELİK HAZİNELERİ EDEBİYATÇILARLA ZENGİNLEŞEREK YENİ AÇILIMLAR KAZANIR

Sosyal Medyada Paylaş:
Facebook Twitter Whatsapp Whatsapp LinkedIn Copy Link Print
Yorum Yazınız

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Son Eklenenler

RAHMÂN’SIZ RAHÎM MÂNÂSI OLMAYACAKTIR.
H Yayıntaş Mayıs 12, 2025
MÜSLÜMANLIKTA KALMA, YAKÎN GEL ÎMAN’A!..
H Yayıntaş Mayıs 6, 2025
HAK DOST’LARIN SİLSİLE BAĞININ ARKASINDAN YÜRÜMEK..
H Yayıntaş Nisan 10, 2025
DEVRAN GÖSTERİ DEĞİLDİR..
H Yayıntaş Nisan 9, 2025

Bizi Takip Edin

FacebookLike
TwitterFollow
InstagramFollow
YabendeYabende
Bizi Takip Edin
Telif Hakkı © 2024 Yabende. Tüm Hakları Saklıdır.
Hoşgeldiniz

Giriş yapmak için kullanıcı adınızı ve şifrenizi giriniz.

Şifrenizi mi unuttunuz?