Tarama deneyiminizi geliştirmek, kişiselleştirilmiş reklamlar veya içerik sunmak ve trafiğimizi analiz etmek için çerezleri kullanıyoruz. "Kabul Et"e tıklayarak, çerez kullanımımıza izin vermiş olursunuz. Çerez Politikamız
Kabut Et
YabendeYabendeYabende
  • Anasayfa
  • Hakkımızda
  • Yazarlar
  • Köşe Yazıları
    • Tasavvuf
    • Felsefe
    • Tarih
    • Kültür / Sanat
    • Diğer
  • İletişim
Okunuyor: Ehl-i Derde Dermân
Giriş Yap
Bildirimler Daha Fazlası
Font ResizerAa
YabendeYabende
Font ResizerAa
Arama
  • Anasayfa
  • Hakkımızda
  • Yazarlar
  • Tasavvuf
  • Felsefe
  • Tarih
  • Kültür / Sanat
  • Diğer
  • İletişim
Giriş Yap
Bizi Takip Edin
© 2024 Yabende
Yabende > Yeliz Köse > Ehl-i Derde Dermân
Yeliz Köse

Ehl-i Derde Dermân

Yeliz Köse
Tarih: 19/03/2024
Yeliz Köse 520 kez okundu

Kulak verin Hasan Sezâî’ye!..

Aşkın güneşi, dünyayı aydınlatmışken neden yarasa misali mağara köşelerine saklanır insan? Görmez mi yaratılan her zerre, aşk karşısında nasıl zayıf, dermansız ve hayran?

Aşkdur mazhar-ı küll-i eşyâ

Aşka mazhar-durur a’lâ ednâ

 

Aşkıla cilveye geldi emvâc

Aşkıla cünbiş ider çün deryâ

 

Aşkıla surete geldi Âdem

Aşkıla buldı beka bu’d-ı fena

Gayesi bizzat Allah olan sen, ben, biz gibi izafi kavramları ortadan kaldıran aşk, yalnız O’nunla vücûd bulur. Can evinde, Allah’tan gayrı neyin sevgisi varsa o ancak putun olur. “Allah bir göğüste iki kalp yaratmadı…” (33/Ahzâb: 4) ki bir gönülde iki sevda barınabilsin. Allah diyen mahrum kalır mı zannedersin?

Bulmışam cânân olmışam şâdân

Pes direm her ân sensin Allahum

 

Mahv idüp beni bulmışam seni

Dimezem kanı sensin Allahum

 

Terk iden varı buldı dil-dârı

Pes budur kârı sensin Allahum

Olgunlaşma evresine geçiş olan manevi doğum, beşeri iradeyi yaratıcının iradesinde eritebilen Hâcib-i Hakk sayesinde gerçekleşir. Ruhun yurdu olarak adlandırabileceğimiz melekût âlemiyle temasa geçebilmek için hem kâmil hem de mükemmil olandan feyz almak gerekir.

Merd-i kâmil hıdmetinde bu vücudı mahv iden

Nâsûtın lâhût ider ol kâmil-i insan olur

 

Mürşide dil vir dilersen cevherini bulmağa

Küntü kenzün kuflı çünki ekmel-i insandadur

Gönülle yapılır tüm muhakeme. Talib, Kâbe’den önce gönlü tavaf etmelidir. Cenâb-ı Hakk, yere göğe sığmazken bir tek orasını mesken edinir.

Göreli pertev-i ruhsar-ı dil-ârâyı gönül

Sanki pervanedür ol şem-i şebistâna döner

Nefsine emzirdiğin şehvet sütü, açmasına izin verdiğin her masiva gülü, vahdet balını yemeğe engel olur. Derviş, birer hayalden ibaret olan, günde bin kere gönlü kaplayan zevahirle mücahade etmeden, onları terk etmeden hakikat yangınlarında nasıl kavrulur?

Talib-i Hak ol gönül dünyaya gel itme heves

Mâsivâ canibine der-beste-dil ol itme ses

 

“Cefayı çekmeyen âşık, satanın kadrini bilmez.”(Lâedrî) Yana yakıla yok olmadan büyük cihad dedikleri bu savaşta galip gelinmez. “Uğrumuzda cihad edenlere, bize ulaştıracak yolları gösteririz…” (29/Ankebut: 69) âyetine sadık kalan âşık, karşılaştığı her yokuşun Dost’un cemalindeki perdeleri araladığını bilir, bilir de gönül huzuruyla teslimiyetini gösterir.

Âşık olan kişinün sinesi sûzan olur

Gözi yaşı dem-be-dem akuban umman olur

 

Kazandıkça derecelerin, hakikatlerin ihsan edileceği imtihanlara maruz kalırsın. İlahi tecellileri tevekkül ve tefviz boyutunda okumazsan isyan bayraklarını açarsın. Öyle ki “Allah’ın nimeti kadar, musibeti de kendini memnun etmedikçe” rıza makamına ulaşamazsın. Bu yolda “İlahe ente maksûdî ve rıdâke matlûbî” (Allah’ım maksûdum ancak Sen’sin ve matlûbum ancak Sen’in rızandır.) lafzını Hakk’ın binasına, gönlüne kazırsın.

Razıyuz ol afetün lutfına da kahrına da

Kulıyuz kurbanıyuz ne emr iderse şahumuz

Sevgide vahdet esastır. Menzil almayı hedefleyen “Lâ mevcude illallah” (Cenâb-ı Hakk’tan başka bir mevcut yoktur.) ile nefes alır. Çünkü hal-i hazırda bulunan bütün varlık, Allah’ın vücûd nûrlarından akseden zerreleri ve tecelligâhıdır. Kesret zulmetine boyun eğmeyen salik, O’ndan başka hakikî varlık bulunmadığı idraki ve şuuruyla kulaç atar tüm deryaya…

Âşık isen bul celâl içinde sa’y eyle cemâl

Ârif isen kesret içre vahdete irgür kemâl

 

Kesret-i nakdi bu yolda cümle sarf itmek gerek

Tâ ‘arûs-ı vahdete ola sezâ-vâr-ı visâl

O’ndan ayrı kalmak hicran, O’nun rahmetinden uzak düşmek ise hüsrandır. Vuslat durumunda olan kulun kalbi Allah’tan başka her şeyin tahakkümünden sıyrılır.

Ya virür maksûdumı yâhûd beni eyler helâk

Dâmen-i ‘aşka yapışdum eylemem hergiz ferâğ

 

Cenneti bir pula almaz neylesün erbab-ı aşk

Yâre vuslat kanda bulsa olur ol dağ üsti bağ

 

 

 

 

Kaynaklar:

Cebecioğlu, Ethem, Tasavvuf Terimleri ve Deyimleri Sözlüğü, Ağaç Kitabevi Yayınları, İstanbul 2009.

Özuygun, Ali Rıza, Hasan Sezayî Divanı, Buhara Yayınları, İstanbul 2005.

You Might Also Like

GÖZYAŞI

ASLOLAN

GÖNÜL

HİÇ DÜŞÜNDÜK MÜ?

Mağara Eşiğinde Bir Adım

TAGGED:âşıkaşkgönülgönül eriHakkHasan SezaiTasavvufvuslat
Sosyal Medyada Paylaş:
Facebook Twitter Whatsapp Whatsapp LinkedIn Copy Link Print
2 Comments
  • Avatar Hatice dedi ki:
    Aralık 25, 2017, 1:25 pm

    Edirne’nin manevi sığınaklarından biri Hasan Sezai Hazretleri Dergahı.
    Yüreğinize sağlık.

    Yanıtla
  • Avatar HAKAN dedi ki:
    Aralık 26, 2017, 10:08 am

    Güzel bir yazı. Kaleminize/Ellerinize sağlık.

    Yanıtla

Hatice için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Son Eklenenler

ARZ VE SEMÂ..
H Yayıntaş Haziran 14, 2025
LÂ İLÂHE/İLLÂLLAH
H Yayıntaş Mayıs 27, 2025
İLME ÂŞIK O’NUN DOSTU..
H Yayıntaş Mayıs 13, 2025
RAHMÂN’SIZ RAHÎM MÂNÂSI OLMAYACAKTIR.
H Yayıntaş Mayıs 12, 2025

Bizi Takip Edin

FacebookLike
TwitterFollow
InstagramFollow
YabendeYabende
Bizi Takip Edin
Telif Hakkı © 2024 Yabende. Tüm Hakları Saklıdır.
Hoşgeldiniz

Giriş yapmak için kullanıcı adınızı ve şifrenizi giriniz.

Şifrenizi mi unuttunuz?