Diller susar bazen. Gözler de pek marifetli sayılmaz bu konuda gönlün yanında.
Gönül dili en akıcı dildir ama bir o kadar da en zor olan dildir. Harf yoktur gönül dilinde. Anlaşmak için de tabii ki karşıda ki gönül de bilmesi gerekir bu dili.
Gönül yuvadır da. Aşkın yuvası merhametin yuvasıdır. Orada yeşerir efsanevi duygular. Çünkü topreğın en güzeli oradadır. En saf en bereketli olanı. Yeri geldiğinde kuraklaşmış bir gönlü diriltir diğer gönül. Çünkü bu işin sırrı oradadır.
Gönül farklıdır diğer her bir uzuvdan. O bir uzuv da değildir aslında. O insanın kalbinin içinde bir mekandır, hatta çok derinlerindedir. Ama bir o kadar da izhardır. Ona ulaşmaya çalışmana gerek yoktur. Ama aramazsan da bulunmaz cinstendir. Seni sen yapan şeyi saklayan bir kutu gibidir. O yüzden gönül hem seninle hemde senden uzaktadır. Onu dinlediğinde duyarsın ama dinlemezsen ıssız bir çölde su ararken bulursun kendini.
Velhasıl gönül insanın öz rehberidir. Kendisindedir insanın, kendiliksiz bir şekilde. Sadece onu hissetmek, duymak ve dinlemek gerektir. Bu şekilde yolunu bulur insan, yoksa bilmediğimiz bir yol olan şu hayatta yolumuzu nasıl buluruz ki? ..