İnsan dediğimiz varlık baştan sona evrenle olan ve evrende olan bir varlıktır aslında. “Her insan bir alem, her alem bir insan.”
Her insan dedim çünkü modern insan geldi aklıma. Yani çağımız insanı.
Araştırma yapanı var yapmayanı var.. okuyanı okumayanı da… Ama daha kötüsü okuduğunu araştırmayan ve okuduğunu hemen doğru alan, olayı kendi keyfine göre şekillendirip empoze eden, tarihimi biliyorum koruyorum diyip geçinen ama tarihinin özünü reddeden…
Ama asıl Modern İnsan dediğimiz varlık içinde Var’lığı taşıyan hakiki bir insan ile alemi seyreden aydınlık insan değilmidir?
Ne demeye getiriyorum.. Eğer günümüz insanı anı unutmayıp hakikati ararsa çok gelişir. Araştırıp okuyup yazıp tarihini bilip ve doğru şekilde benimserse işte o zaman algısı açık modern bir insan olur. Bunun yanında dininin özünü oluşturan kavramları bilirse bir insan, şerri ve şekilde takılı olan indirgenmiş İslamiyet olarak yansıtılan dininin, özünü bilirse yani asrı saadetin anlamını bilirse Kur’an’ı açıp okursa, peygamberini tanırsa insan insanlığa adım atar. Tutuculuk ile beraber düşünmemeye sevk edilmiş, ardından yozlaşmış bir toplum olarak öne sürülmüş modern insan hala derin bir uykuda. Bu sebeple kişi, ne olursa olsun yaşamına hayyatiyet kazandırmalı. En azından bunu amaçlamalı. Yoksa kulaktan dolma bilgilerle, tarihinin mayasını yani Osmanlı’nın özü evliyaları, tasavvufu hiçe sayıp ben Osmanlıyı seviyorum demekle olmuyor..
Bir parantez olarak..Tarihini bilmeden, araştırmadan, düşünme yetisini örümcek ağları sarmış felsefesiz bir toplum yetiştirmek ise tüm bu konuşulanların ve bu konudaki dertlerin üzerine çok yerinde bir yenilik gerçekten(!)
Velhasıl kelam İnsan özünü bilmeli sahiplendiği şeylerin. Evren onda olduğu gibi evrende onda. Ve O’nun insanda olan nefesinin izi bizleri daha da sevk etmeli güzelliklere..
Çünkü insan ancak Kendi’ni bulunca İnsan olur.