Tarama deneyiminizi geliştirmek, kişiselleştirilmiş reklamlar veya içerik sunmak ve trafiğimizi analiz etmek için çerezleri kullanıyoruz. "Kabul Et"e tıklayarak, çerez kullanımımıza izin vermiş olursunuz. Çerez Politikamız
Kabut Et
YabendeYabendeYabende
  • Anasayfa
  • Hakkımızda
  • Yazarlar
  • Köşe Yazıları
    • Tasavvuf
    • Felsefe
    • Tarih
    • Kültür / Sanat
    • Diğer
  • İletişim
Okunuyor: Hediyeleşme
Giriş Yap
Bildirimler Daha Fazlası
Font ResizerAa
YabendeYabende
Font ResizerAa
Arama
  • Anasayfa
  • Hakkımızda
  • Yazarlar
  • Tasavvuf
  • Felsefe
  • Tarih
  • Kültür / Sanat
  • Diğer
  • İletişim
Giriş Yap
Bizi Takip Edin
© 2024 Yabende
Yabende > Zeynep Huseyin > Hediyeleşme
Zeynep Huseyin

Hediyeleşme

Zeynep Hüseyin
Tarih: 03/04/2019
Zeynep Hüseyin 463 kez okundu

Hayat kaynağı Güneş erkenden doğmaya, kâinata sıcacık ışınlarıyla can vermeye, tüm dünya mahlûkatını yeni bir güne davet edercesine cömertçe üzerlerine düşmeye başladı. Doğanın, yeryüzüne bahşettiği muazzam hayat deposu güneş, en katı yürekleri dahi ısıtmayı başarabilir.

Güneşli günler her tarafı renk cümbüşüne dönüştürmekte, baharla birlikte yeni filizlenen sürgün dallarında bülbüller şakımaktadır. Baharın mis kokularını ve güzelliklerini tabiatın emsalsiz hediyesi olarak algılayan insanoğlu bu nimetlerin karşısında hamd etmeyi, şükretmeyi gönül borcu olarak hissetmelidir. Tabiatın bizlere sunduğu güzellikler sonsuzdur ve bu güzelliklere kendimizce değer biçmek beyhude bir işten ibaret sayılır. Bu güzellik ve nimetlerin kıymet ve değeri, hak ettikleri saygı ve ilgiyle azalır veya artar.

Saygı gösterilip itibar edilen varlıklar, sevgi ve alaka ile değerlerini kat be kat artırırlar. İnsanoğlu da tabiatı örnek almalı, hiçbir fark gözetmeksizin herkese saygı ve sevgi göstermelidir. Ağaçlar verdikleri birbirinden farklı ve güzel meyveler ile karşılıksız bir cömertlik örneği gösterirler, bu bizler için aslında iyi bir hayat dersidir. Bunu en bariz şekilde birçok olayda görmek ve yaşamak mümkün. Öyle ki doğa ile insanoğlu arasındaki sevgi ve saygının azalması hep doğanın azalması yönünde olmuş dünyamız betonlaşmaya ve kirlenmeye başlamıştır. Bu iletişimsizlik ve sevgisizlik hem doğanın hem de insanların yüzlerine yansımakta her iki tarafta mutsuzluğunu göstermektedir.

Doğa ile insanlar arasında olumlu ilişkiler yeniden kurulmalı, gönül bağı tazelenmeli, insan ruhu ormanların zindeliğinde refahata erişmelidir. Zamanında, mevsimine göre ekilip biçilen tarlaların insanlara besin ürettiği gibi insanoğlu da tabiata karşı adil davranmalı, onu en kıymetli bir varlığı gibi korumalıdır. Bu sorumluluk ve bilinçle bizlere miras bırakılan yeryüzündeki değerli varlıkları özen ve itinayla koruyarak gelecek nesillere aktarabilmeliyiz.

Korumak, bağışlamak, hediye etmek insanoğlunun güzel hasletlerinden birkaçıdır. Doğanın bize bahşettiği güzellikler gibi insanoğlu da sevginin, saygının bir alameti olarak hediye etmeyi, hediye almayı bir hüner bilmelidir. Yalnız kalplere, kimsesizlere ufacık bir tebessümün dahi dünyanın en pahalı hediyesi olabileceğini unutmamak lazım. Yaşlı bir teyzeye kırdan toplanmış bir tutam çiçek demeti vermek onu dünyanın en mutlu insanı olarak hissetmesine yeter. Çevresinden gördüğü samimi ve şefkat dolu bakışlar ile alaka ise dünyanın en güzel güllerini hediye olarak almaktan daha değerlidir. Huzur evlerinde ilgisiz kalan kadınlara anlamı olmayan sıradan hediyeler vermek, bir anlık heyecan ve sevincin ötesine geçmemektedir. Aynı kaderi paylaşan huzur evi sakinlerinden birçok kadın sevdiklerinden ayrı kalmanın acısıyla günlerini geçirirken kurum yetkililerinden alınan hediyelere her ne kadar sevinseler de içlerinde hissettikleri hüzün ve acıları, bakışlarına yansıtmaktadır.

Huzur evinde kalan yaşlı kadınlardan birisi güllere çok hayrandı. Gençliğinde rengarenk güller açan bahçesini hatırladı. Çiçekçiden kendine gül alacak kudreti yoktu, akranlarından biri bu sevdasını hatırlar umuduyla yaşıyordu. Yurtdışına giden evlatları gönderebilirlerdi ama kazanç peşine düşen sevdikleri sadakat duygusunu zamanla kaybetmişlerdi. Diğer yaşlı kadınları arada bir ziyaret edenler olurdu, bazen güllerden oluşan buket alanları görünce içi bir tuhaf olurdu, herkese güller hediye eden biri olarak şimdi kendi kendine bile gül alamaz haldeydi. Sohbet arkadaşına gelen gülleri koklardı, içine gençliğinin yaşadığı mutlu anlarını sindircesine, yanaklarında bahar açardı. Etrafına bakınır kağıt peçeteden farklı şekilde yaptığı çiçekleri arkadaşlarına hediye ederdi. Gül değildiler, gül niyetiyle gönülden, emek ürünü çiçeklerdi arkadaşlarına hediye ettikleri. Gül verenin elinde gül kokusu kalırmış derler, gönülden verilenlerin kokusu ise ruhlara nakşeder.

You Might Also Like

MEDET

1 MAYIS EMEK VE DAYANIŞMA GÜNÜ

SALGIN

Yalakaya Dair

ADALET

Sosyal Medyada Paylaş:
Facebook Twitter Whatsapp Whatsapp LinkedIn Copy Link Print
1 Comment
  • Avatar Cemal Ulusoy dedi ki:
    Nisan 4, 2019, 10:23 am

    Çok güzel ve anlamlı bir o kadarda duygusal bir yazı olmuş. Hediyeleşmenin güzelliği, birbirini hatırlamanın önemi, yalnızlığın hüznü vs. Sonuçta insan ve sevgi bir arada olursa hayat anlamlı olur gibi özetlemek mümkün. Kalemine ve yüreğine sağlık tebrik ediyorum arkadaşım.

    Yanıtla

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Son Eklenenler

ARZ VE SEMÂ..
H Yayıntaş Haziran 14, 2025
LÂ İLÂHE/İLLÂLLAH
H Yayıntaş Mayıs 27, 2025
İLME ÂŞIK O’NUN DOSTU..
H Yayıntaş Mayıs 13, 2025
RAHMÂN’SIZ RAHÎM MÂNÂSI OLMAYACAKTIR.
H Yayıntaş Mayıs 12, 2025

Bizi Takip Edin

FacebookLike
TwitterFollow
InstagramFollow
YabendeYabende
Bizi Takip Edin
Telif Hakkı © 2024 Yabende. Tüm Hakları Saklıdır.
Hoşgeldiniz

Giriş yapmak için kullanıcı adınızı ve şifrenizi giriniz.

Şifrenizi mi unuttunuz?