Tarama deneyiminizi geliştirmek, kişiselleştirilmiş reklamlar veya içerik sunmak ve trafiğimizi analiz etmek için çerezleri kullanıyoruz. "Kabul Et"e tıklayarak, çerez kullanımımıza izin vermiş olursunuz. Çerez Politikamız
Kabut Et
YabendeYabendeYabende
  • Anasayfa
  • Hakkımızda
  • Yazarlar
  • Köşe Yazıları
    • Tasavvuf
    • Felsefe
    • Tarih
    • Kültür / Sanat
    • Diğer
  • İletişim
Okunuyor: AŞK
Giriş Yap
Bildirimler Daha Fazlası
Font ResizerAa
YabendeYabende
Font ResizerAa
Arama
  • Anasayfa
  • Hakkımızda
  • Yazarlar
  • Tasavvuf
  • Felsefe
  • Tarih
  • Kültür / Sanat
  • Diğer
  • İletişim
Giriş Yap
Bizi Takip Edin
© 2024 Yabende
Yabende > Ayşe Ertübey > AŞK
Ayşe Ertübey

AŞK

Ayşe Ertübey
Tarih: 11/01/2018
Ayşe Ertübey 424 kez okundu

Aşk, Aşaka kelamından yansıyan bir hâldir tasavvuf ehli için. Gönül yolcularının kutsalıdır, muhabbet gerektirir. Gündelik hayatta kullandığımız anlamıyla, yaratılmış şeylere karşı duyulan aşırı sevgidir; özellikle kadın-erkek aşkı. Beğendiğimiz, sevdiğimiz canlı varlıkların dışında artık, cansız varlıkları da kapsadığından, anlamından biraz uzaklaşmış gibidir.

Aşaka, bir tür sarmaşıktır. Çok ulu ağaçlardan, minicik bitkilere kadar her şeyi, sarılıp sarmalamayı çok sever. Allah C.C onun kaderini, yazgısını bu fıtrat üzere halk etmiş. Sarıldığı ağaçlarda bir zaman sonra görünen, yalnızca aşakadır. Onun köklerinden beslenir, sevdiğini yaban gözlerden gizler. Aşk denilen sevda ve hâl de böyledir. Sevilen görünmez, seven ortadadır; tıpkı Leyla ve Mecnun, kadın ve erkek, gülle bülbül, serviyle kumru gibi.

Gerçek Aşk, mecazdan, yaratılanlardan yola çıkıp Hâlik olan Allah C.C kavuşma yolculuğudur. Şems-i Tebrizî Hz. göre “Aşk bir seferdir.” Bu sefer için de Mevlâna Hz. “Âşık olacaksan bir güzel ara” der.

İnsanlar arasındaki aşk, nasibinde olanlar için Allah’ın Lâtif esmasının tecellisiyle, yaratılmıştan, Halk Eden Yüce Varlığa döner. Çünkü bütün güzellikleri var eden gerçek güzel, Allah (C.C.)’tır. Zuhurdaki her şey, aslında Hu sırlarının tecellisidir, ayna misali. Çiçekte, yıldızlarda, yerin yedi kat altında, bedende dolaşan kanımızda, sineğin kanadında, arının balında, ateş azığıyla beslenen semenderde…  Sevdiğimiz ne varsa, içinde Hak makamı olduğundan, bilmeden de olsa, sevilen Allah’tır.

“Ete, kemiğe büründüm / Yunus diye, göründüm” sırrına eren, gerçek güzeli bulma seferine çıkan er meydanının erleri, kendilerini gizlerler. Aşk, onları sarıp sarmalar; seven, beşeri olarak ortadadır ama gerçek sevilen içte, kalbinin seyrindedir. Yaşamında ona yol kesicilik yapan putlarını bir bir kırmakta, et parçası olan kalbini, Kâbe hâline getirmeye çalışmaktadır. Kendi fethini, yapmak fetihlerin en zorudur. Düşman içte, nefsimizle aklımız savaşta. Ruh, tetikte. Mekke’den Medine’ye hicret şarttır, beden ülkesinde. Hepsi kendimizden, kendimize. Renklerin her birinin savaşından galip çıkmak, tek renge bürünmek ne azim iştir. Renksizlik makamının erleri, gönül sarayını mamur edip Sahibine teslim edenlerdir. “Sahib” sohbet ehli kimseler, sohbettedirler özlerindeki Dost ile Hubb olmuşlardır. Habbeleri, tohumları çatlamış, filizlenmişler, seferlerinde Aşk’a ulaştırılmışlardır.

Muhabbet bağına girip, Muhammedî gülleri derenlerin yolculuğudur Aşk.  Celâl’den, Cemâl’e erişin hikâyesidir. Sarmaşık ayan-beyan, sevdiği Rabb’ini öylesine sarar ki, bir kendi kalır zuhurda. İçten içe ilim sütünü emer, kan, can olur. Âşık-Maşuk’u ile dembedem hemhâl, An içre An yaşanır. Sabırla, emekle, razılıkla, fedakârlıkla Aşk Noktasının nüktesini yaşayanlar, Nefes sırrına erdirilen âşıklardır. Hayy ve Hu arasındaki ömür. Cazibenin doruğundaki nefesle, kanın aşkla akması, zerrelerin can bulması, on sekiz bin âlemin yaşanması hep bu cezbeyle. Rahimlerdeki tohumun çatlayışı, alâk oluşu, kamerin dünyanın cazibesine kapılıp dönüşü, güneşin yangını, akıl nimetinin ruha boyun eğişi, hep bu Aşk’la değil mi?! Bu AŞK ki  Kâl u Belâ’dan, Cemâl Aynasından Görünenden, Celâl’in Nimetinden.

Meyve şarapları rezil ederken, sofuların haram dediği Aşk şarabı, nice mânâ denizlerini ardından koşturur. Mansur olup dâra çekilir, yanıp kül olup göğe savrulur, Maşuk’u uğruna baş verir Şemsçesine, Sidret’ül Münteha’da “Yanarsam ben yanarım” cezbesiyle Miraç ettirilir Âlem içre Âlemlerde, Sultanlar Sultanı ve oraya Âşık ile Maşuk’tan başka kimse sığmaz. Hatta ikilik bile şirk olur. Lâ İlâhe İlla Allah lafzı cezbeyle ALLAH HUUU sırrında kalır; “Çık aradan kalsın Yaratan” tecelli eder.

AŞK, SEVENİN SEVDİĞİNDE YOK OLMASIDIR.

You Might Also Like

BOZULAN NAMAZ

AĞAÇ VE MEYVE

CEVHERLER

ERZURUMLU İBRAHİM HAKKI HAZRETLERİ’NİN MARİFETNAMESİNDE AŞK KAVRAMI

AŞK’TAN MUHABBETE HİCRET

Sosyal Medyada Paylaş:
Facebook Twitter Whatsapp Whatsapp LinkedIn Copy Link Print
3 Comments
  • Avatar Ayfer Acar dedi ki:
    Ocak 11, 2018, 3:48 pm

    İlla Hûû Aşk imiş her ne varsa alemde gerisi bir kıl-u kal imiş ancak.

    Yanıtla
  • Avatar Senem Türk dedi ki:
    Ocak 11, 2018, 7:17 pm

    İLLA ALLAH İLLA AŞK HUUUUU……

    Yanıtla
  • Avatar Seher Ergün dedi ki:
    Ocak 12, 2018, 4:56 am

    Aşk seferinin daimi yolcuları olmak niyazı ile huu ❤️

    Yanıtla

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Son Eklenenler

RAHMÂN’SIZ RAHÎM MÂNÂSI OLMAYACAKTIR.
H Yayıntaş Mayıs 12, 2025
MÜSLÜMANLIKTA KALMA, YAKÎN GEL ÎMAN’A!..
H Yayıntaş Mayıs 6, 2025
HAK DOST’LARIN SİLSİLE BAĞININ ARKASINDAN YÜRÜMEK..
H Yayıntaş Nisan 10, 2025
DEVRAN GÖSTERİ DEĞİLDİR..
H Yayıntaş Nisan 9, 2025

Bizi Takip Edin

FacebookLike
TwitterFollow
InstagramFollow
YabendeYabende
Bizi Takip Edin
Telif Hakkı © 2024 Yabende. Tüm Hakları Saklıdır.
Hoşgeldiniz

Giriş yapmak için kullanıcı adınızı ve şifrenizi giriniz.

Şifrenizi mi unuttunuz?