Tarama deneyiminizi geliştirmek, kişiselleştirilmiş reklamlar veya içerik sunmak ve trafiğimizi analiz etmek için çerezleri kullanıyoruz. "Kabul Et"e tıklayarak, çerez kullanımımıza izin vermiş olursunuz. Çerez Politikamız
Kabut Et
YabendeYabendeYabende
  • Anasayfa
  • Hakkımızda
  • Yazarlar
  • Köşe Yazıları
    • Tasavvuf
    • Felsefe
    • Tarih
    • Kültür / Sanat
    • Diğer
  • İletişim
Okunuyor: Menemeniniz neyli olsun?
Giriş Yap
Bildirimler Daha Fazlası
Font ResizerAa
YabendeYabende
Font ResizerAa
Arama
  • Anasayfa
  • Hakkımızda
  • Yazarlar
  • Tasavvuf
  • Felsefe
  • Tarih
  • Kültür / Sanat
  • Diğer
  • İletişim
Giriş Yap
Bizi Takip Edin
© 2024 Yabende
Yabende > Mikail Türker Bal > Menemeniniz neyli olsun?
Mikail Türker Bal

Menemeniniz neyli olsun?

Mikail Türker Bal
Tarih: 08/01/2018
Mikail Türker Bal 578 kez okundu

Cumhuriyet devri tasavvuf tarihimizin en elim olayı sanıyorum ki Menemen vakasıdır. Mustafa Kemal Atatürk’ün emri ve izni ile ülkede bir muhalefet partisi olsun diye kurdurulan Serbest Cumhuriyet Fırkası halkın beklenmeyen teveccühünü kazanınca 17.11.1930 tarihinde kapattırıldı. Bu hadiseden bir ay sonra (23.12.1930) Menemen İlçesi Belediye Meydanı’nda Derviş Mehmet beş meczup arkadaşı sabah namazı akabinde (namaza gelmişler miydi bilemiyorum) yeşil bayrak açarak şeriat ilan etti. Bir dönemin insanları için yeşil bayrak eşittir şeriat demekti. Bu korkuda olanlar sanıyorum hâlâ mevcut.

Şeriat ilan ettik zanneden bu çete malumunuz Subay Kubilay’ı ve iki bekçiyi şehit ettiler. Yapılan müdahale ile hemen söndürülen bir ateş gibi olay büyümeden önlendi. Ancak orada büyümeyen ateş bütün ülkeyi bir başka yönden hemen sardı. Bu günden o güne bakınca olayın bir tezgâh mahsulü olduğu ap açıktır. Hedef tarikat çevreleri ve dindar insanlardır. Bu ülkede artık başka bir boru ötüyor sesinizi kesin notası verilmiştir. Tabiki birkaç fatura kesilmesi gereken kişi de lazımdı. Elde en müstesna isimlerden Nakşibendi-Halidi Şeyhi Erbilli Esad Efendi, oğlu ve kıyıda köşede kalmış, bu olay ile alakası olmayan zavallı insanlar idam edilmiş, birçoğu uzun süre hapis cezası ile cezalandırılmıştır.

Esad Erbili Hazretleri kimdir diye merak edenler hakkında detaylı birçok bilgi bulabilirler. Ancak neden bir Nakşibendi şeyhi (ki kendisi 12 tarikattan icazetli imiş) kurban seçilmiş ve ülkede Nakşibendiliğe savaş açılmıştır? Bu gün bırakın birçok çevreyi, tarikat çevrelerinde bile Nakşibendilik-Halidilik-Müceddidilik birbirinden farklı yollar olarak zannedilmekte. İrfansız tarikat olarak görülmekte ve dolayısı ile piran incitilmektedir. 12 büyük yoldan biri olan Nakşibendiliğin iki aziz şubesi olan Müceddidilik ve Halidilik her tarikatta olduğu gibi yanlış ve ehil olmayan temsilciler tarafından zaman zaman temsil edilmiş olabilir. Bu fatura bütün bir yapıya izafe edilemez.

Erbilli Esad Efendi’den sonra yolu Mahmud Sami Ramazanoğlu ile devam etmiştir. Kendisi şeyhi gibi Erenköy’de ikamet ettiği için bu kol zamanla Erenköy Cemaati ismini almıştır. Müntesipleri ekseri varlıklı insanlar olarak sanılır. Şöyle düzeltmeliyiz: Varlıklı müntesiplerinin sayısı da fazladır. Mahmud Sami Ramazanoğlu vefat ettikten cemaat; toplumda bu gün artık Hüdai Vakfı olarak bilinen bilinen Osman Nuri Topbaş’a bağlı cemaat, Kayseri-Yahyalı cemaati ve Hikmet Efendi’ye bağlı üç farklı kola ayrılmıştır.

Aslında burada asıl mevzuyu şuraya getirmek istiyorum: O tarihte şeriat ilan eden, mehdiyim diye ortaya çıkan toplumun genelini temsil etmeyen meczuplar din adına idam edildi, dindar insanlara bu meczuplar üzerinden kurulan tertipler sayesinde uzun zaman baskı ve zulüm yapıldı. Peki; bu gün her köşede mehdi, kutup, gavs, şeyh, hoca efendi türevinde yüzlerce binlerce sapmış-sapıtmış-saptırılmış insanlar ve güruhları var ve bunlara hiçbir cezai müeyyide uygulanmamasının sebebini bilen var ise bizimle de paylaşmasını rica ediyorum. Menemen hadisesi adeta menemene dönüşmüş durumda.

Yani dönemin en önemli alimine, meclis-i meşayihlik yapmış şeyhine bu zulmü reva görenler acaba bu gün ki bu toplumu görseler ne yapacaklardı? Veya bu günkü toplumun bu hâle gelmesinin müsebbipleri yine kendileri mi?

Aslında görülüyor ki kafa yorulacak o kadar meselemiz var ki bizim? İşin ucunun nereden tutulacağı belli değil. Çünkü o ip yumağı o kadar dolaşmış ki çözebilene aşk olsun!…

You Might Also Like

Modern Zamanların İçinde Kadim Öğretiler

Mânen Hangi Kökteniz?

Cumhuriyet Devri’nde Bir Ehl-i Beyt Aşığı: Muhammed Şemseddin Yeşil

Bir Üsküdar Yâranı: Memduh Cumhur’un Ardından

Bosnalı Müslümanların Düşürüldüğü Zor Durum

Sosyal Medyada Paylaş:
Facebook Twitter Whatsapp Whatsapp LinkedIn Copy Link Print
Yorum Yazınız

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Son Eklenenler

RAHMÂN’SIZ RAHÎM MÂNÂSI OLMAYACAKTIR.
H Yayıntaş Mayıs 12, 2025
MÜSLÜMANLIKTA KALMA, YAKÎN GEL ÎMAN’A!..
H Yayıntaş Mayıs 6, 2025
HAK DOST’LARIN SİLSİLE BAĞININ ARKASINDAN YÜRÜMEK..
H Yayıntaş Nisan 10, 2025
DEVRAN GÖSTERİ DEĞİLDİR..
H Yayıntaş Nisan 9, 2025

Bizi Takip Edin

FacebookLike
TwitterFollow
InstagramFollow
YabendeYabende
Bizi Takip Edin
Telif Hakkı © 2024 Yabende. Tüm Hakları Saklıdır.
Hoşgeldiniz

Giriş yapmak için kullanıcı adınızı ve şifrenizi giriniz.

Şifrenizi mi unuttunuz?