Tarama deneyiminizi geliştirmek, kişiselleştirilmiş reklamlar veya içerik sunmak ve trafiğimizi analiz etmek için çerezleri kullanıyoruz. "Kabul Et"e tıklayarak, çerez kullanımımıza izin vermiş olursunuz. Çerez Politikamız
Kabut Et
YabendeYabendeYabende
  • Anasayfa
  • Hakkımızda
  • Yazarlar
  • Köşe Yazıları
    • Tasavvuf
    • Felsefe
    • Tarih
    • Kültür / Sanat
    • Diğer
  • İletişim
Okunuyor: Bilginin Bilinçsizliği
Giriş Yap
Bildirimler Daha Fazlası
Font ResizerAa
YabendeYabende
Font ResizerAa
Arama
  • Anasayfa
  • Hakkımızda
  • Yazarlar
  • Tasavvuf
  • Felsefe
  • Tarih
  • Kültür / Sanat
  • Diğer
  • İletişim
Giriş Yap
Bizi Takip Edin
© 2024 Yabende
Yabende > Özge Albayrak > Bilginin Bilinçsizliği
Özge Albayrak

Bilginin Bilinçsizliği

Özge Özgören
Tarih: 28/04/2018
Özge Özgören 363 kez okundu

Bir gün genç bir delikanlı ve bir profesör sohbet ediyorlarmış. Öylesine kendinden emin biriymiş ki profesör, herkes gıpta ile bakarmış ona. Genç ise kendi hâlinde bir üniversite öğrencisiymiş. Gel gelelim sohbet koyulaşmaya başlamış. Tek anlaşamadıkları nokta profesörün hiçbir inancının olmaması olmuş. İnanç hadi neyse de inanan birine aksi bir söz söylemek çirkinleşmenin bir halidir ve karşılık göstermemekte biraz teveccüh işiymiş. Genç bir süre sonra dayanamayıp Allah ile olan bağı anlatmaya başlamış ve anlattıkça derinleşmiş cümleler. Sanki yaşadığı olaylar karşısındaki heyecanlı ve bir o kadar tutkulu hâlini anlatıyormuş. Evrim teorisinin gerçek dışı durumundan yaratılışın hakikiliğini, peygamberlerin varlığından kâinatın oluşumunu vs. anlatırken konu tasavvufa gelmiş. Genç “hâlden bir yaşam” diye tanımlamış tasavvufu. Profesör durur mu başlamış batıl bir inanç bu demeye. Çekişme devam ederken konu Mevlâna’nın Farsça yazdığı mesnevîsine gelmiş. Ters bir atılımla:

-Neden Türkçe değil? Bakın Yunus Emre Türkçe yazıyor herkes anlıyor. Fakat Mevlanâ’yı anlamak için çevirileri okumak gerek.

Küçük bir tebessüm etmiş genç delikanlı.

-Mevlâna Farsça yazdı anlamadınız. Peki, Yunus der ki; “Bir ben var bende benden içerü.” Alın size hepsi Türkçe. Anlamış olmanız lazım. Bana bunu açıklar mısınız? demiş.

Profesör telaşlanmış bir an. Düşündükten sonra bir cümle dile getirmiş. “Herhalde içine girmiş olan ruhundan bahsediyor.”

Tekrar gülümsemiş genç. Bakın düşündünüz ama düğümlendiniz. Bir cümleyi anlatmak sizin için ne kadar zor oldu. Önemli olan kelimenin, cümlenin Türkçe olması değil… Önemli olan o cümleden nasıl bir derinliğe dalabildiğinizdir. Yoksa Farsça yazılmış Türkçe yazılmış fark etmez. Kelimenin derini ve hatta harflerin derini birer ilimdir alabilene…

Dönem itibariyle o şekilde yazılması gereken eserleri bugünün diliyle karşılaştırmak ne kadar doğrudur? Hitap edilecek olan zümre ne ise o dile gelir, kalemse onu yazar. Şimdi yazılsa Türkçe bir divan ne kadarını gerçekten anlayabiliriz ki? Peki, en önemlisi de Kur’an-ı Kerim’in Arapça oluşu da mı engel anlayışa? Engel olan kara bir kutu içinde kalmış olan zihinlerimizdir. Gömeriz görmek istemediklerimizi ve hatta ahkam keseriz sonraları… Yaşayan ama cansız bir şekle döner dar kalıplar. Evren bu kadar genişken mahkûm kalınır çok bilginin darlığında. Çünkü çok bilginin içinde TEK OLAN BİLGİ yoktur… SEVGİ…

Sevgi yoksa bilginin yerine bilinçsizlik denir. Bilinçsiz bir kişiyse derin uykuda yani koma hâlindedir. O yüzdendir ki uyuyanlar hep hayal görür kendi dünyalarında…

Ve…

Aşk sessiz bir çığlıktır. Kimine göre ise ya yangın ya da bir damla su. Yangın ile başlasa kalem yazmaya hangi dil olsun diye bakar mı hiç? Gönül dili harflerde vücud bulduysa var mıdır hayranlıktan başka çare… İlim aktıysa bir kere köz suya söz verir; “Ab-ı hayat olasın yanan içime, değsen söndürmeyecek sanki daha da güçlendireceksin özümü. Dokun özüme, canım yansa da çığlığım sessiz olsun. Aşkı bilen anlar hâlimi… Aşkı bilmeyen sanır kendini en bilgini…”

Bilgilerin bilinçsizliğinden, tek bir bilince inşallah…

You Might Also Like

Mağara Eşiğinde Bir Adım

AH BU İKİYÜZLÜLÜK

GÜLÜN SIRRI FARSÇA’YA ÇEVRİLDİ

TASAVVUF, TARİH, SANAT VE FELSEFE MÜFREDATININ BİR PARÇASI OLMALI

RUHUN SESİ “NEY”

TAGGED:Farsçamevlanatasavvuftan bir notTürkçe
Sosyal Medyada Paylaş:
Facebook Twitter Whatsapp Whatsapp LinkedIn Copy Link Print
Yorum Yazınız

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Son Eklenenler

RAHMÂN’SIZ RAHÎM MÂNÂSI OLMAYACAKTIR.
H Yayıntaş Mayıs 12, 2025
MÜSLÜMANLIKTA KALMA, YAKÎN GEL ÎMAN’A!..
H Yayıntaş Mayıs 6, 2025
HAK DOST’LARIN SİLSİLE BAĞININ ARKASINDAN YÜRÜMEK..
H Yayıntaş Nisan 10, 2025
DEVRAN GÖSTERİ DEĞİLDİR..
H Yayıntaş Nisan 9, 2025

Bizi Takip Edin

FacebookLike
TwitterFollow
InstagramFollow
YabendeYabende
Bizi Takip Edin
Telif Hakkı © 2024 Yabende. Tüm Hakları Saklıdır.
Hoşgeldiniz

Giriş yapmak için kullanıcı adınızı ve şifrenizi giriniz.

Şifrenizi mi unuttunuz?